Ben, Filistinli bir çocuğum, ismim Hasan.
Gazze’de akıyorken su yerine kan,
Mescid-i Aksa’da ümmet için çalarken çan,
Babalarımız ölüme atılırken Selahaddince,
Biz, Yahudi Golyad’a direnirken sapan taşlarıyla,
Siz, bin bir çeşit yemek yiyip lüks sofralarınızda,
Mışıl mışıl uyurken beslediğiniz kedilerle
Ebabil kuşlarını mı bekliyorsunuz gözyaşlarıyla?
Zulüm, “ha Hasan’a ha sana” değil miydi
Ey Ankaralı, Bağdatlı Hüseyin kardeşim?
Ben, Filistinli yetim bir kız, Esma.
Firavun kurşunlarıyla vuruldum kalleşçe!
Limelendi sevdalarım Gazze ve Kudüs’te!
Melekler, beni gelin ederken kanlı duvaklarla
Şahadet oldu en büyük baş tâcım.
Biz, O’nun yoluna baş koyarken Sümeyyece,
Siz, Paris modası beyaz gelinlik eşliğinde
Dolar zengini sosyeteye gelin gitmeyi mi,
Yoksa arınmak için umre ziyaretini mi
Hayal etmiştiniz Urfalı, Medineli Zeynep bacım?
Biz, Filistin’de istiklâl ve Allah uğruna
Onurumuzla direnirken Şeyh Şamilce,
Kurban olurken Rabb’e Gazze’de İsmailce,
Ağıtlar yakarken Arapça ve insanca,
Niçin direnmiyorsunuz zalime Hüseyince?
Siz, sigara tüttürüp bir kızla efkârlıca,
Coca cola içip eğlenirken bir parkta,
Savaş oyunu oynarken akıllı telefonlarla,
Gökten kınalı koçlar mı beklersiniz
Ey Bakülü, İstanbullu Mehmet kardeşim?
Biz, tevhide şahitlik etmek için şehit olurken,
Ümmet onuru ve Mescid-i Aksa uğruna
Girerken bir gül bahçesine İbrahimce,
Çileyi sabırla gül eylerken Eyüpçe,
Siz, cuma ve bayram namazlarında
Dua ve beddua mı ediyorsunuz sadece?
Mal ve mülk sayıklarken zikir eşliğinde
Gökten bir Mehdi mi bekliyorsunuz acziyet içinde?
Siyonistler, “arz-ı mev’ud” adına bebekleri katlederken kalleşçe,
Biz, “Allahuekber!” diye şehadete yürürken mertçe,
Siz, mal ve makam putları karşısında
Saadet mi arıyorsunuz Konyalı, Kahireli adaşım?
“Bütün müminler, kardeş” değil miydi
Ey zillet içinde uyuyan ümmetim?