Bir yürek yemişliğim var kasap önü kedi cesaretinden
Farelerle dans etmişliğim, sofuluk sıralarında
Sonra kırklar, Rabia ve hep bir eksik dua, kabul!
Çalacak bir şey bulamamışken hırsız, kapım duvarda
Şiir olmasa da olurdu, güzelleşirdi belki bol kahkaha
Al beni, mesnevilerin yaşına bağışla, hurdacıda
Dünya döndükçe döner aşkım, ayinlerde âşıklarla
Kuşlara ayarlı saatim, üzüm de kuş, lokum ve hırka da
Derdim hoştur illa, derman da ve kahır da lütuf postta.
Saatim benim, kırlangıç yuvası, dağ yalnızlığında
Bir tuş kadar uzaktır yakınım, en yakınım Huş’ta mezar
En yeni teknoloji bak, en taze haber, uçuyor kuşlar
Ben ölümü hatırlıyorum, ağaç ölüme çarpıyor-Füruğ’dan-
Senin şiirlerin türbeye kurban, arı kovanı, rençber mübarek!
Benimse alın yazım çatılmış, gülümsemiyor kelimeler
Uğur böceği dizede, hadi uç, uç, uç böceğim, pervaneyim
Yanıyor kanatlarım ve ben yangına gülerek gideceğim
Diyorsun ki bu kaçıncı şiir, aşk başka, yorgun da tacım
Şiirler de ilim gibi bir nokta, Tur’a üfleyince Hasan hendeği
Sevenin saati boynunda bir kuştur, Attar bilir bunu en çok da
Resmedilemez bir ben dudağında nakkaş Behzat olmayınca
Bisütun’dan kalkan bir gök, gözü yaşsız inemez su kanalına
Şehirler de yeşil ağlar, yâr yalınayak geçmiştir buralardan
Hafız’dandır âşıklık istidadım, Semerkant yalan ağlar.

 
						 
											 
				 
				 
				 
				