Bizimle İletişime Geçin

Edebiyat

Temmûziye Arpaeminizade Mustafa Sami

İdüp külâle-i dûşize-i hayâle eser

Çü reng-i surh-ı ulüvv hod-be-hod hizâb oldı

“Güneşin ışığı genç kızın kıvırcık saçlarına vurunca, o kırmızı renkli saçlar kendiliğinden kızarmaya ve parlamaya başladı.”

EKLENDİ

:

Şair: Arpaeminizade Mustafa Sami

(Hazırlayan: Erdoğan Muratoğlu)

Temmûz irişdi cihân gark-ı tef ü tâb oldı

Zemin harâretle vakf-ı pîç ü tâb oldı

“Temmuz ayı geldi, dünya sıcaklık ve hararete gark oldu. Yeryüzü hararet dolayısıyla bu kıvrım kıvrım sıcaklığa teslim oldu.”

İdüp kemâl ile germiyyet-i hevâ te’sîr

Çekîde-i ‘arak-ı gül-ruhân gülâb oldı

“Tamamıyla sıcak olan bu mevsimin tesiri, gül yanaklara damlayan terleri gül suyuna dönüştürdü.”

Düşünce pertev-i hûrşîd ka’r-ı deryâya

Derûn-ı yemmde olan mâhiyân kebâb oldı

“Güneşin ışığı denizin dibine düşünce, denizin derinliklerinde yaşayan balıklar kebap oldu.”

O denlü şiddet-i tâb-ı temûz kim zerrât

Cihânda her biri bir kurs-ı âfitâb oldı

“Zerrecikler, Temmuz sıcağının şiddeti ile dünyada birer ateş topu hâline geldiler.”

Bu demde katre-i bârân degül harâretden

O denlü pûte-i gerdûn pür iltihâb oldı

“Bu sıcaklıkta gökten yağan yağmur değil, hararetten dolayı yanan gökyüzü tavasından düşen ateş parçacıklarıdır.”

Siyeh gamâmı güdâzendegi-i hûrşîdi

Misâl-i külçe-i fulâd eritdi âb oldı

“Eritici özelliği olan güneş, siyah bulutu çelik bir külçe misali eriterek onu suya dönüştürdü.”

Bu fart-ı hürr-i hevâ iştidâd-ı germâdan

Tuyûra ba’is-i hem-reng-i gurâb oldı

“Havanın bu taşkınlığı sıcaklığın şiddetindendir. Bu sıcaklıktan dolayı kuşlar karganın rengine döndü.”

‘Arakfeşândur o da sanma rûy-ı deryâda

Hurûş-ı mevce ile câ-be-câ habâb oldı

“Denizin yüzünde gördüğün kabarcıkları, dalgaların kabarcıkları sanma, onlar denizin teridir.”

O dem ki zibîş-i tahrîr-i vasfı temûzun

Murâd-ı mâşite-i tab’-ı müstetâb oldı

“Güzellikleri ortaya çıkaran süsleyici kadın, Temmuz’un vasfını tasvir etme hayaline ulaştı.”

İdüp külâle-i dûşize-i hayâle eser

Çü reng-i surh-ı ulüvv hod-be-hod hizâb oldı

“Güneşin ışığı genç kızın kıvırcık saçlarına vurunca, o kırmızı renkli saçlar kendiliğinden kızarmaya ve parlamaya başladı.”

İdüp güdahte simin kurs-ı mâh-ı temûz

Degül hilâl-i felek halka sâz-ı bâb oldı

“Temmuz ayının kubbesi gümüş gibi eriyip, değil feleğin hilali gökyüzü evinin kapısının tokmağı oldu.”

Çok Okunanlar