Bizimle İletişime Geçin

Şahsiyet

“Bizde İyiler Ölmez…”

Beş yılı aşkın bir süre kendisiyle aynı odada bir lokma simidi bölüşerek geçirdiğimiz zamanlarda paylaştığımız sevinçler, dertler, sırlar… Bizleri üzmeden, kırmadan, incitmeden geçen o güzel günler… Bize miras kalan hatıralarınla dualarımızda, niyazlarımızda ve gönüllerinizde bizimle birlikte yaşamaya devam edeceksin. Çünkü “Böyledir. Bizde iyiler ölmez, evliya olur aramızda dolaşırlar.”

EKLENDİ

:

Ölüm (Leyla ile Mecnun)

Anlatacaktım ölümlerini bir sonbahar eşliğinde

Bir kış güneşliğinde

Fakat baktım bu ölüm değil diriliştir

Tabiatı aşan bir bildiriştir

Ne güz ne sarı renk bu göçü anlatır

Bu kan rengi bu kıpkızıl öçü anlatır

Görünüşte kırmızı gerçekte yeşil

Görünüşte öç hakikatte değil

Faninin sonsuzla barışması

Affın mağfiretle yarışması

Yaprağın düşüşü değil bu toprağa

Bir yıldırım çarpışıdır dağa

Sonbahar değil ilkbahardır

Ölümden sonra ölümsüz hayat vardır

Bulutlar açılır güneş çıkar

Yağmur taneleri inci tanelerine dönüşür

Deniz çalkanır saçar ortaya hazinesini

Anladım onlar ölmediler

Ölüm adına

Ölüm maskesini takınarak

Dönüştüler bir ışığa

Sezai Karakoç

Türk hikâyeciliğinin aşılmaz zirvesi olarak görebileceğimiz Mustafa Kutlu’nun bir kitabına da ser levha olan “Böyledir. Bizde iyiler ölmez, evliya olur aramızda dolaşırlar.” sözü, geleneğimizde ölüme, ötesine ve iyiye bakışı özetleyen eşsiz bir bakışa sahiptir.

Giriş cümlesi sizleri yanıltmasın. Yazıda Kutlu’nun bahse konu kitabını tanıtmayı amaçlamadık. Biz sadece “Bizde iyiler ölmez…” sözünden mülhem dostlarımızın kaybının derunumuzda bıraktığı tesiri, “Göz ağlar, kalp mahzun olur.” diyen Aziz Peygamber (sas) gibi dile getirmek istedik.

Şairin dizelerinde dile getirdiği gibi ölüm maskesini takınarak ışığa dönüşen dostlarımızı, ölümsüzlüğe yolcu ettiğimiz yârenlerimizi nemlenen gözlerimizin ve mahzun olan kalplerimizin rağmına dua eden dillerimizle ebediyete yolcu ederiz. Biliriz ki bu yolculuk şeb-i aruzdur; kulun Rabbi’ne, refk-i a’lâ’ya vuslatıdır. Bu vuslat emanet sabine, sevenin sevdiğine dönüşüdür, istircâdır.  “İnnâ lillahi ve innâ ileyhi raciûn.” diye karşılık verdiğimiz çağrıdır.

“Allah’tan geldik ve elbette O’na döneceğiz.” diyerek bir refikimizi, bir yârenimizi, bir kardeşimizi, bir canımızı 22 Ekim Cuma (2021) icabet vaktinde o çok sevdiği, vuslatıyla yanıp tutuştuğu Samsun’da Hakk’a uğurladık. “Herkes, herkes için hayatı kolaylaştırsa!” sözünü dilinden düşürmeyen, kendi namına buna kusursuzca riayet etmeye çalışan, yumuşak başlığı ve tatlı diliyle gönül tabanını zenginleştiren kardeşimiz Lokman Ak, bizleri hüzne gark ederek ebedi âleme yolcu oldu. Geride eşini, yavrularını, anne babasını, kendisini seven dostlarını mahzun bırakarak dünya nöbetini baki kalan kubbede hoş bir seda bırakarak tamamladı.

Beş yılı aşkın bir süre kendisiyle aynı odada bir lokma simidi bölüşerek geçirdiğimiz zamanlarda paylaştığımız sevinçler, dertler, sırlar… Bizleri üzmeden, kırmadan, incitmeden geçen o güzel günler…

Bize miras kalan hatıralarınla dualarımızda, niyazlarımızda ve gönüllerinizde bizimle birlikte yaşamaya devam edeceksin. Çünkü “Böyledir. Bizde iyiler ölmez, evliya olur aramızda dolaşırlar.

Arkadaşımız, dostumuz, kardeşimiz Lokman Ak; iyi ki seni tanıdık, güzel zamanlarda, mekânlarda ve işlerde bir arada bulunduk. Birlikte geçirdiğimiz anlar bizler için ne büyük bahtiyarlık ve ne büyük servettir.

Allah’ın (cc) mağfireti, Peygamber (sas) şefaati seninle olsun…

Menzilin mübarek, mekânın cennet, makamın âli olsun…

Çok Okunanlar