Bizimle İletişime Geçin

Edebiyat

Edebiyatımızda Zirve Bir Eser: Safahat

Safahat’ın diğer özelliği ise bakış açısının sadece Anadolu coğrafyası ile ilgili olmaması, muhtevası itibarıyla bütün Türk ve Müslüman coğrafyalarda da okunabilecek bir kitap olmasıdır. Bu durum onu aynı zamanda evrensel de kılar. Safahat” özetle vicdanlı, ahlaklı, duygulu, bilgili, samimi bir şairin, bir inanç ve ülkü adamının zamanına tanıklığıdır.

EKLENDİ

:

Kitaplara ad vermek, son derece önemli bir meseledir. Bu yüzden hemen her yazar, kitabına verdiği emeğin daha fazlasını ona ad bulmak için verir. İster ki bu ad, kitabın bütün muhtevasını özetlesin. Meşhur sözde belirtildiği gibi “Efradını cami, ağyarını mani” olsun. Yani “Bir şeyin tam ve mükemmel olabilmesi için gerekli olan en ufak unsurları bile içine alsın. Gereksiz olanları da dışarıda bıraksın.” Mehmet Akif, bu anlamda çok şanslı bir şairdir. Şiir kitabına öyle bir ad bulmuştur ki bu, bir tek kelime yani  “Safahat” kelimesi, yaklaşık 500-550 sayfalık kitabının muhtevasını tek başına ifade etmeye yetmiştir.

Safahat’ın anlamları

Meseleyi biraz daha anlaşılır kılmak için “Safahat” kelimesine daha yakından bakalım: “Safahat”, kısa anlamıyla “Evreler, safhalar” yahut “Hayatın değişik yüzleri, görünümleri” demektir. Anlamı biraz daha açacak olursak “Bir olayda birbiri ardınca görülen, bir işte birbiri ardınca beliren, gelişen değişik durumların her biri, aşama, safha, merhale” anlamlarına geldiği görülecektir.

Şimdi de “Safahat” kelimesinin kitabı ne kadar kapsamlı ifade ettiğini bu anlamları da dikkate alarak bir de kitabın muhtevasından hareketle söyleyelim. “Safahat”ı oluşturan ilk kitap 1911’de, son kitap ise 1933’de yayımlanmıştır. Bu yaklaşık çeyrek asırlık bir dönemi ifade eder fakat şiirlerin muhtevalarına baktığımızda “Safahat”ta anlatılanların daha uzun bir süreyi hikâye ettiği görülür. Bu durumu “Osmanlı İmparatorluğu’nun son yüzyılı” olarak ifade edebiliriz. Bu yüzyıl, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş sürecinin yaşandığı yüzyıldır. 93 Harbi, Balkan savaşları, 1. Dünya savaşı, Osmanlı’nın yıkılışı, Milli Mücadele ve Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun gerçekleştiği bir zamandır. Bu süreç içinde neler yaşanmıştır? İşte “Safahat”, bütün bunları safha safha anlatan bir kitaptır. Bu anlamda âdeta kronolojik bir eserdir.

Kitapta elbette sadece olaylar anlatılmaz. Bu olaylara sebep olan kavmiyetçilikten, cehalete, yanlış din algısından halkın sefaletine kadar dinî, siyasi, sosyal, ekonomik hemen her konu ele alınır. Bu yüzden “Safahat”, hem tarihi hem sosyolojik hem fikrî hem de siyasi okumaları gerekli kılar. Bu özelliği dikkate alındığında ise hem adı hem muhtevası itibarıyla edebiyatımızda benzeri olmayan bir eserdir. Çünkü; tarih kitaplarında yer alan olayların arka planını hem de şiiriyete gölge düşürmeden çok başarılı bir şekilde verir. Bu yüzden az önce bahsettiğim süreçlerde olup bitenler neden oldu, nasıl oldu, sonuçları ise oldu? gibi bütün hayati sorular bu eserde cevaplarını bulur. Bunlar öylesine bilgi, görgü, sezgi çerçevesinde verilmiştir ki karşımızda sadece olaylardan duygulanarak şiirler yazan “hisli bir şair” değil aynı zamanda “bilgili, sorgulayıcı, tespit ve tahlil edici, yol gösterici bir şair” karşımıza çıkar.

Bütün zamanların kitabı

Burada şunu da söylemek gerekir: Bir eseri değerlendirirken zaman içerisinde gördüğü ilgi bakımından da ele alınmalıdır. “Safahat”, bu manada da “muhteşem” sıfatını bir kere daha hak eder. Yayınladığı dönemde ne kadar çok ilgi görmüşse geçen zamanlar içerisinde kendisine yönelik ilgiyi artırarak görmeye devam etmiştir. Nitekim bu grafik bugün de böyledir ve giderek yükselmektedir. Bu da “Safahat”ın bir döneme tanıklığının yanı sıra geleceğe dair söylediklerinin de ne kadar isabetli olduğunu ortaya koyar. Diğer yandan bu durum, bu sorunların henüz tam olarak çözülmediğini de gösterir. Durum böyle de olsa “Safahat”, bu özelliğiyle bir şiir kitabının ötesine geçer. Her devirde okunabilecek bir zenginliği içinde taşır. Bu durumun şairle okuyucu arasında bir gönül bağı ve ortak dil kurmayı başarmasıyla ve çok sevilmesiyle de ilgilidir. Bu yüzden “Safahat” adı teknik olarak başka bir şeye ad olarak verilemese bile şairinin adının okullardan camilere, vakıflardan derneklere, mahallelerden sokaklara, parklara en önemlisi çocuklara ad olarak verilmesi de bunun en bariz göstergesidir.

Safahat, müşterek hikâyemizdir

Safahat’ın diğer özelliği ise bakış açısının sadece Anadolu coğrafyası ile ilgili olmaması, muhtevası itibarıyla bütün Türk ve Müslüman coğrafyalarda da okunabilecek bir kitap olmasıdır. Bu durum onu aynı zamanda evrensel de kılar. Zira işlenen konular, belli bir millet yahut inanç coğrafyasındaki insanlar kadar bütün dünya insanlığını da ilgilendirmektedir. Kanaatim odur ki şayet çeşitli dünya dillerine çevrilmesini sağlayabilseydik oralarda da mutlaka ilgi gören bir eser olacaktı.

Safahat” özetle vicdanlı, ahlaklı, duygulu, bilgili, samimi bir şairin, bir inanç ve ülkü adamının zamanına tanıklığıdır. Türk edebiyatının ve fikir hayatımızın yüz akı bir şaheser olarak tarihte yerini almış ve her geçen gün daha da artan bir ilgiyle okunan/okunması gereken bir eserdir. Bu yüzden onu herhangi bir şairin herhangi bir şiir kitabı olarak görmek doğru olmayacaktır. Safahat, edebiyatımızda bir zirve eser olup klasiklerimizin arasına girmeyi çoktan başarmış bir eserdir.

 

Çok Okunanlar