1. Anasayfa
  2. Gezi Yazısı

Fas: Endülüs’e Açılan Kapı (IV)

Fas: Endülüs’e Açılan Kapı (IV)
0

FAS’IN ŞEHİRLERİ

Marakeş; kızıl kent, Tetuan; beyaz kent, Şafşavan; mavi kent olarak bilinir.

 

     1.MARAKEŞ (Kızılkent) 20 OCAK 2024 CUMARTESİ

MARAKEŞ 20 Ocak 2024’te saat 11.45’de İstanbul Havalimanından hareket ettik ve 15.15’te Marakeş’e ulaştık.

İlk ziyaret ettiğimiz yerler: Fransız modacı Yves Saint Laurent’ın anıt mezarı kabul edilen, bir dönem evi olarak kullandığı, 20. yy başında Ressam Majorel tarafından oluşturulan botanik bahçesi (Majorel Garden) oldu. Sonrasında Meşhur Kütübiye Camii ve İspanya’daki Sevilla (İşbiliye) minaresinin (Giralda) kardeşi kabul edilen Kutubiye Minaresini gördük.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Daha sonra ülkede 1511-1659 yılları arasında hüküm sürmüş Saadiler Hanedanının anıt mezarları ve XIX. yüzyılda şehri idare eden vezirler tarafından inşa ettirilmiş olan Bahia Sarayı’nı ziyaret ettik.

Ardından SÛK adı verilen, dev bir labirenti andıran Marakeş çarşılarının dar sokaklarını adımladık.

Sonraki uğrak yerimiz şehrin merkezinde yer alan ve “Mucizeler Avlusu” olarak adlandırılan “Jmaa el Fina Meydanı” oldu. Burası oldukça büyük ve son derece kalabalık bir meydan. Günün ilk saatlerinde hem etraftaki işyerleri hem de meydan oldukça ıssız olmasına rağmen akşama doğru giderek artan bir yoğunlukla kalabalıklaşmaktadır.

Jmaa el Fina, Afrika’daki en hareketli şehir meydanıdır. UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan meydan, meddahlar, yılan oynatıcıları, dövmeciler, müzisyenler ve cambazların gösterileriyle şenlenen, “bul-karayı-al parayı” türünden kumar oyunlarıyla dikkat çekmektedir.

Marakeşlilerin buluşma alanı olan meydan, akşam ise daha da farklı bir mekâna dönüşerek bir tür açık hava lokantası olmaktadır. Özellikle salyangoz çorbası servis eden tablalara yerel halk tarafından yoğun ilgi gösterilmektedir. Aynı zamanda bir nevi Açık Hava Tiyatrosu olan meydanda bir yandan da gösteriler devam etmektedir.

Meydanda yerel kıyafetleriyle gezen ya da gösteri yapanları fotoğraflarsanız ya da video kaydı yaparsanız sizden mutlaka para talep edilir ve bunda da oldukça ısrarlı olurlar.

Meydanın bir köşesinde yer alan bir lokantanın balkonundan akşam güneşinin muhteşem batışını izlemek oldukça etkileyicidir.

Marakeş çöle yakın olduğu için bitki örtüsü ve arazi yapısı kuzeydeki şehirlerden farklılık arz etmektedir. Tarla gibi görülen alanlarda yoğun miktarda taş mevcuttur. Bazı tarlalarda bu taşların tarlaların ortalarına toplandığını ya da etrafına harçsız olarak duvar yapıldığını görmek mümkündür.  Özellikle Marakeş’ten es-Saura’ya giderken büyük taşlık araziler bulunmaktadır. Bu olumsuzluğa rağmen çölün ve verimsiz arazinin bazı yerlerinde oldukça büyük yeşil bahçelere ve seralara rastlanmaktadır. Özellikle Rabat-Tanca arasında büyük seralar bulunmaktadır.

Her tarla ya da yeşil alanın başında bir havuz olup bu havuzlar çoğunlukla Atlas dağlarından borularla taşınan sularla ya da yağmurla dolmakta ve sulama bu havuzlardan sağlanmaktadır. Bazı arazilerde damlama sistemi mevcuttur.

          2. ESSAOUIRA/Essaura 21 OCAK 2024 PAZAR

 

 

Atlas Okyanusu kıyısına kurulu Essaura UNESCO tarafından “Dünya Mirası” olarak kabul edilmiş, uzun yıllar Portekiz idaresinde kalmış, uçsuz bucaksız kumsalı, mavi kayıklarıyla meşhur limanıyla, sanat ve kültürün iç içe geçtiği kadim bir şehirdir.

Burada önce taşıtların girmesinin yasak olduğu eski şehir yani Medina kısmını ve kaleyi gezdik. Kent labirent gibi karışık ve daracık sokakları, bembeyaz evleri ve maviye boyanmış kapı ve pencereleri ile oldukça etkileyici bir görünüme sahip.

Şehrin tarihi çarşısında yöreye has sanat eserlerini bulmak mümkündür.

 

 

 

          3. KAZABLANKA-Casablanca/Dâru’l-Beyzâ 

Şehrin önceki ve şimdiki adlarının her ikisi de “Beyaz ev” anlamına gelmektedir. İspanyolca’da “Casa=ev”, “blanco=beyaz” demektir. Şehrin Arapça ismindeki “dâr=ev”, “beyzâ=beyaz” anlamını ifade etmektedir. Şehre gerçekten de beyaz bir siluet hâkimdir.

Kazablanka’daki gezimize Birleşmiş Milletler Meydanı ve Muhammed V Bulvarı ile başladık. Ardından tarihî Habus Meydanı, Medina ve II. Hassan Camii’ni ziyaret ettik. Dünyanın en büyük camilerinden birisi olan II. Hasan Camii Okyanus doldurularak inşa edilmiş olup iç mekânda 25.000 kişi aynı anda namaz kılabilmekte ve avlusunda 80.000 kişi toplanabilmektedir. Gerçi ülkenin bütününde olduğu gibi namazdan kısa bir süre önce açılan ve hemen sonrasında kapatılan camide ve avluda toplanmak çok da mümkün görünmemektedir. Zira burada eda ettiğimiz öğle namazından kısa bir süre sonra görevliler tarafından cami içinde olanlar çıkarıldı, ardından cami meydanı da düdükler kullanan vazifelilerce boşaltıldı.

Caminin orta kısmında oldukça büyük bir alan sergisiz ve boş bırakılmış, girişi engellenmiş olan bu alanın sağında ve solunda serili kırmızı yolluklar bulunmaktadır.

Ayrıca 200 metrelik ihtişamlı minaresinde bulunan lazer lambası 35 km uzaklığa kadar namaz vaktini bildiriyor. 20 bin metrekare alana kurulu camiyi ziyaretimizden sonra Atlas Okyanusu kıyılarındaki Corniche semtini ziyaret ettik.

 

     4. RABAT 23 Ocak 2024 Salı

Rabat, Fas Krallığı’nın başkentidir. Tarihi oldukça eski olan ancak özellikle Fransız sömürü döneminde yeniden inşa edilen Rabat’ta bakanlıklar ve art deko tarzı binaların olduğu V. Muhammed Caddesinden geçerek, V. Muhammed’in anıt mezarına ve Hassan Kulesine ulaştık. Kraliyet Sarayı’nı da gördükten sonra dar ve mavi boyalı sokaklardan geçerek Atlas Okyanusu kıyılarına ulaştık, Udaya Kalesini ve Kasbah’ı gezdik.

Sahilden İspanya’yı/Endülüs’ü çıplak gözle görmek mümkün. (Resmin sol üstündeki dağlar)

Emevî valisi ve Kuzey Afrika fatihi Ukbe gibi kendimizi Okyanus’a sürdük. Bilindiği gibi Ukbe b. Nâfi (ö. 682) M. 675’te görevinden azledilmeden önce Berberîler üzerine seferler düzenledi; ardından Atlas Okyanusu’na kadar uzanan Mağrib’i fethetti. Yaklaşık 5-6 yıl sonra tekrar aynı göreve atanan Ukbe, fetihlerine devam ederek Atlas Okyanusu kıyısına ulaştı ve orada meşhur sözü söyledi: “Rabbim! Eğer deniz engel olmasaydı küfür ehliyle savaşmak için Zülkarneyn’in yaptığı gibi nice ülkeler fethederdim”. Daha sonra Kayrevân şehrini inşa ettiren Ukbe cesur, kararlı, dindar bir kumandan olarak tanınır.[1]

Sahilde özellikle akşamüstü aynı anda onlarca takım yan yana futbol oynamakta

Rabat’aki mezarlığın şehitlik bölümüne girilemiyor. Ancak bir cenaze olursa namaz vakti açılabilir, o zaman ziyaret edilebilir.

 

     5. TANCA

Fas’ın en eski yerleşim yeri olan (MÖ. 1200’ler) Tanca, Berberce’de “Gözeler/Suyun Gözü Kaynağı” anlamına gelmektedir. Şehir iki liman arasına kurulmuştur. Dünyanın en yaşlı ağaçlarından biri de bu şehirdedir.

Rabat’tan sonra Afrika’nın en kuzey noktası olan Tanca’ya vardık. Avrupa ve Afrika arasında yüzyıllardır köprü görevi gören bu güzel şehirde Cebelitarık Boğazı’nın muhteşem manzarasını temaşa edip ve Tanca’nın medinasını yani eski şehrini gezdik. Aynı noktadan İspanya (Endülüs) kıyılarını izledik.

Tanca’da İslam dünyasının yetiştirdiği en büyük seyyahlardan olan İbn-i Battuta’nın son derece dar bir sokakta sıkışmış kabrini/türbesini ziyaret ettik.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Tanca’da camilerin girişlerinde sepetler içinde yumurta büyüklüğünde taşlar bulunmakta, Faslılar bunlarla teyemmüm ederek namaz kılmaktadırlar. Muhtemelen diğer şehirlerde de aynı durum söz konusudur.

Tanca’ya girmeden önce güneş enerjisi tarlaları var.

24 Ocak 2024 Çarşamba saat 8.35’te Tanca’dan Tetu’an’a doğru yola çıktık

Tanca’dan Tetuan’a giderken şehrin çıkışında sağda kalan dağlar üzerinde çok sayıda rüzgâr tribünü bulunmaktadır.

Devam edecek… Tetuan, Şafşavan

 

  1. Nadir, Özkuyumcu, “Ukbe b. Nâfi”, DİA, c. 44, s. 64-66. (İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, IV, 106’dan naklen).

1964’de Erzincan’da doğdu. 1982’de Erzincan İHL’inden, 1987 yılında Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden mezun oldu. 1987-2010 yılları arasında MEB’a bağlı okullarda öğretmenlik yaptı. 1998’de Marmara Üniversitesi’nde yüksek lisansını, 2004’te de Ankara Üniversitesi’nde doktorasını tamamladı. 2009 yılında M.E. B. Talim-Terbiye Kurulu Başkanlığı Ders Kitapları Yazma ve İnceleme komisyonlarında bir yıl görev yaptı. 2010 yılında MEB tarafından görevlendirildiği KKTC başkenti Lefkoşa’da yine bir yıl öğretmen olarak çalıştı. 2011 yılında Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ne geçiş yaparak 2014’te doçent, 2019’da Profesör oldu. Daha çok Endülüs’e yoğunlaşan Parlak’ın yayımlanmış, kitap, makale, kitap bölümleri ve tebliğleri bulunmaktadır.

Yazarın Profili

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir