İsmail Hakkı Bursevî
(Aydos/Bulgaristan, 1652? – Bursa, 20 Temmuz 1725)
Ey mübârek ay hoş geldün safâ geldün hele
Ey cihân-ârây hoş geldün safâ geldün hele
Ey Mübarek Ay, hele hoş geldin, safa geldin. Ey Cihanın Süsleyen, hele hoş geldin, safa geldin.
Hayli demdür sâhil-i mihnet-nişîndür ehl-i dil
Gark-ı deryâ-yı belâya âşinâ geldün hele
Hayli zamandır gönül ehli eziyet çekme sahilindedir. Bela denizine dalmaya tanıdık geldin hele.
Sende midür Mehdî-i sâhib-hurûcı âlemün
Ey Muharrem cümle derde sen devâ geldün hele
Âlemin sıkıntılara sahip Mehdi’si sende midir? Ey bütün dertlere deva Muharrem sen, tam zamanında geldin.
Gözler idi nergis-i şehlâ gibi vechün cihânı
Gülşen-i gayb-ı Hudâ’da merhabâ geldün hele
Baygın nergis gibi yüzünün cihanı onu gözlerdi. Allah’ın gayb gülbahçesine hoş geldin,merhaba!
Fâl idüpdür makdemün erbâb-ı irfân hep senün
Eyledün yüz başına sen ibtidâ geldün hele
Arifler hep senin belalarını (öğrnmek için) fal açmıştır. Sen önce yüz başına değdin, hoş geldin hele.
Üngürüs’ün def’ine bir çâre aradı vezir
Bir kılıc gibi zuhûr itdün ana geldün hele
Vezir, Macaristan saldırısına bir çare arardı. O saldırıya bir kılıç gibi çıkarak geldin, hoş geldin hele.
Ya başın kat’ it vezirün ya Fireng’ün ırkını
Ehl-i İslâmun niyâzı çok sana geldün hele
Ya vezirin başını kes ya da Freng’in ırkını yok et. Müslümanların duası çok sana, hoş geldin hele.
Niçe demlerdür ki seyl olmaktadur hûn-ı ciger
Kat’-ı ‘ırkı gam içün sâhib-kazâ geldün hele
Nice zamandır kan dolu ciğer eziyet çekmektedir. Ey güç sahibi, zziyet soyunu yok etmek için hoş geldin hele.
Âlemi şâd eyledün Hakkî degül handan fakat
Hâsılı pîr ü cüvâna mültecâ geldün hele
Ey Hakkı âlemi neşelendirdin, fakat onlar yine gülmüyor. Kısacası genç ve ihtiyara sığınma yeri gibisin, hoş geldin hele.
Bu şiir şu Divan’dan alınmıştır: Murat Yurtsever, İsmail Hakkı Bursevî, Divan, Bursa, 2000, s. 323.
