Ne çok cümle kurmuş, ne çok mısralar dökmüşüz.
Ne kadar çok bağırmış ne kadar çok yürümüşüz.
İki defa denk düşmüş bozuk saatlere tepkimiz
Başka elbiseler giyinmiş zaman
Dağ devrilmiş, düzlükler yokuş olmuş.
Haniye nereye gittin gideceğini bile bile?
Tepeler dağ oluyor azizim, çukurlar vaha.
Bizim yerimize ağlıyorlar çocuklar
Bizim yerimize ölüyorlar
Ellerine taşı tutuşturmuş anneleri
Umudu ölmekte bulmuş.
Suya yazar gibi su da akar gibi
Serinliğine sığınmış yaz sıcağında gölge gibi.
Söz uçuyor Haniye
Yazı da kalmıyor artık
Ey içimizdeki gurbetin Sahibi
Ey İzzet ve Şeref Veren,
Ya söndür bu ateşi ya bizi ateş yap!
Utanır olduk üzülmeye
Dilimize almaya acıları
Göremeye
Katledilmiş çocukların gözlerini
Ölümü öldürdüler de,
Ölüm, ölmedi Haniye.
Haniye nereye gittin şimdi, gideceğini bile bile?
Bakacak yüzümüz kaldı mı son nefesimize?
Fotoğraf: AA