Bizimle İletişime Geçin

Edebiyat

İçim Viran Olmuş Bir Bahçe Başımı Vursam Taşlara Bir Ah

kim doğru dürüst bir çıkış yapacak diye/ beklemenin hiç manası yok,/ benim haramilerim senin haramilerin iddiası/ çok bir kuvvetle/ muhtemel,/ şehrin bütün sorunlarını hatta sorunsallarını dahi/ bünyesinde barındırmak için bir bahane, amanın.

EKLENDİ

:

Şair: Nurettin Durman

Şehrimize haramiler geldi, uykumuzu alıp gittiler,

suyumuz bulandı, aklımız şaştı kaldı;

dedik ki şehrimizin haramileri bakışsız mıdırlar ki

haramdır hayatlarının basamakları, bilmezler mi hiç

tutulamaz değildir elbet köprülerin başı,

bütün köprülerin başı tutulmuştur da

kimseler olamamıştır mail,

daha çok olmuşlardır harami,

zaten bir deniz bile olamamışsa eğer bir göle ne denir ki;

buradan uzanmıştır hiçbir ırzı kırıkçının eli; eli kırılsın,

eli kanlı bir harami görülmüştür mutlaka şurada burada,

şehrimizin sabrı patlarsa eğer bir tabanca

o zaman mesela altı üstü bir ömür kaç yıl eder ki

bu rezil dünyanın jargonunda, bir başına da savaşım verilir elbet,

halk bir toplantı dahi bekleyedursun, mehdi mi gelir artık,

bekle; bekle de yatarız aklımızı kapatıp

karşı koymaya; yoksa bir virüs çıkar mı ortaya,

gör ki koca şehir boğulmuş bir gırtlak gibi

öldürüyor kendini; çığlıksız iniyor gökyüzü:

 

Allah akıl fikir versin dedim gürültünün içinden bu şehir

Nasıl kurtaracak kendini bir bayram hazırlığı?

 

 

İncir ağacına kuşlar konuyor, incir ağacını yiyecek kuşlar,

cıvıl cıvıl ortalık, bitmiyor; incirin saltanatı bitmiyor,

çocuğun bıraktığı gülücükler; benim canım diyorum,

haramileri bir kenara bırakalım olmaz mı?

şehrimizin meydanı var nasıl olsa,

çıkarız, bir volta atarız orada,

külhaniler çıkarsa karşımıza, ölümsüz mü sanki

başımızdaki adamlar, bir cüret olarak karşımıza

bunca bela, bunca püskül, bize rağmen, nasıl peki,

biz elimizle bir günah, yok yok, bir acı ilaç, yok yok

farkında mıyız acaba bu afyon denen şehrin nedense

vallahi hayret, karşıdaki dağın başı duman olunca

bana da bir duman bulaşıyor gibi oluyorum,

öyle öfkeliyim ki benim canım diyorum bu haramiler,

bu kapı önlerindeki çocuklu kadınlar ne kadar da

yakıştırıyorlar kendilerini çocuklarına,

bir doyumluk da olsa bir yokuştan ibaret değildir dünya;

çok acı ama, ne yazık ki; şehrimizde haramiler var:

 

Peki, korkuyu korkutmanın neresi çıkacak ortaya bak?

Özgüven dediler; olmayan şeyin güveni olur mu bak

Burası çok önemlidir; bu haramilerin silahları;

okumuş çocuklar, kendilerine has imzaları var,

zaman değişti diyorlar,

kim doğru dürüst bir çıkış yapacak diye

beklemenin hiç manası yok,

benim haramilerim senin haramilerin iddiası

çok bir kuvvetle muhtemel,

şehrin bütün sorunlarını hatta sorunsallarını dahi

bünyesinde barındırmak için bir bahane, amanın

feda olsun rüzgârların kazaen kökünden söküp kopardığı ağaçlar;

ne ki yani altı üstü bir şehrin gözleri mahzun olacak;

ne var yani bunda dediler o kadar üzülecek;

ben bilmem dedim;

bir parça rüzgâr, bir parça deniz kıyısı, aman sende,

sana mı kalmıştı demezler mi adama, zaten sana ne

dememişler miydi bir zamanlar dağların başı duman,

şehrin içi zehirli gaz; bebeklerin ışıldayan gözleri

öpeyim de haydi büyüsünler beni; kandiller göreyim,

selatin camiler göreyim, ne olur ne olmaz;

bir çıngar çıkarırım da öldürürler belki beni:

 

Dedim ki Allah kerim çıkar elbet kuşlar uykularından

Ben de giderim incirlerin altından bayram yerine!

Daha Fazla Yükle

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çok Okunanlar