Bizimle İletişime Geçin

Edebiyat

Kendi Arayışımız

EKLENDİ

:

Ben ne terminaller bilirim,
Ne ayrılıklar,
Ne yollar,
Ne geç kalışlar bilirim.
Kimisi şehirden şehire, kimisi yürekten yüreğe.
En çok da kaçışlar bilirim.
Ah o kaçışlar yok mu;
Uğurlanmadan bir otobüs garında, hızlı adımlarla,
Sitemsiz, umutsuz,
Can havliyle uğurlar kendini geç kalmışlıklardan belki de kalınmışlardan…
Gözlerinde onca senenin arasında kaybolmuş feryatlar bilirim,
Konuşamadığı hıçkırıklar bilirim.
Yolcusu olmayan yolculuklar bilirim.
Sıra sıra dizilmiş çam ağaçları arasında kaybolmuş nice canlar,
Annesinin özlemiyle çığlık çığlığa bağıran yüreğe sağır kulaklar bilirim.
Babasına saygıdan konuşamadığı nice çocuklar,
Canını evladının yoluna feda edebileceği ne ana babalar bilirim.
Bilmekten gayrı ararım!
Utangaç bir kız çocuğunun yüzünde tevazuyu bulurum.
Zafer kazanmış bir askerin yüzünde asaleti,
Kalın atkılı, siyah kabanlı, kocaman elli adamların gözlerinde pişmanlığı,
Sevinç naraları atan bir kadının kahkahalarında başarıyı,
Köpeğin yavrusunu sahiplenişinde merhameti bulurum.
Noktaların harflerde,
Harflerin kelimelerde,
Kelimelerin cümlelerde,
Cümlelerin sayfalarda,
Sayfaların kitaplarda,
Kitapların sokaklarda kayboluşunu bulurum.
Yolumu aydınlatan ışıkları da bulurum, zifiri karanlık yolları da.
Gönlümün levhaları arayışında yitirdiğim kendimi,
Yüreğimde sönmeden yanan asfalt üstü elektrik lambaları ışığına muhtaç birkaç yaprak kaldırım papatyaları kadar çaresiz hissetsem de,
Hiçbir tarifin erişemeyeceği bir hudut da,
Suladıkça hırçınlaşan Kardelen çiçeği yapraklarında bulurum.

 

Daha Fazla Yükle

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çok Okunanlar

Pin It on Pinterest