Hz. Hüseyin verilmeye mahkûm kötülük karşında değişmeyen ama dönüştüren tevhidin sembolü… O, tarihteki tüm peygamberlerin batıl karşısındaki kıyamı ve devrimci ruhudur… Hz. İbrahim’dir… Hz. Musa’dır… Davud’tur… Hz. İsa Mesih’tir… Hz. Mustafa (sav) oluştur… Safiyettir… Tertemiz fıtrat… Zalime cihat… Mazluma hayat… Müslümandan beklenen şerefli tavırdır… Şefkatli Vav’ı şedid Elif yapmaktır… Hakkı haykırmak, asla zulme koşmamaktır… Fedakârlıktır… İlkeli olmaktır… Erdem ve ilkelerin koruyucusu olmaktır… Cömertliktir, merhamettir, şefkattir… Bu ilkeleri koruyuculuktur. Can pahasına gözeticiliktir… Hakk’ın batıl karşısındaki yıkılmaz yalnızlığıdır… Susadığı hâlde eğilmemek, oklarla sırtından vurulsa da kıyamdan yıkılmayıştır… Adaletin keskin kılıcı oluşu gözleri bağlı sahte ilahlara inat Hakkı korkmadan haykıran dili…
Yezid…
Şer, ker, kem ve bedlerin birleşkesi… Kötülüğün emreden çirkin yüzü… Emreden nefislerin amiri… Doymak bilmeyen fıtrat yiyici hırs… Çalmak, öldürmek, çapulculuk kutsalına kadar tüketmek, sebepli haksız olmak, sebepsiz zalimliktir… Kutsalın bekasını, kutlu sedayı yok etmeye niyet etmektir… Kâbil olup masumiyeti tümden katletmektir…
Her kötü bir Yezid, Hüseyin hep İYİ’dir.
Ümmet…
Hz. Hüseyin hâlâ bize öğretmenlik yapıyor…
Hz. Hüseyin’in kafası Mısır’da, makam kabri Medine’de… Kesik bedeni, Kerbela’da… paramparça ümmet… İmamet peşindekiler başsız kalmış, “gövde ve asıl parça biziz” diyenler gövdeden mahrum…. Gövdeden ayrılanlara baş, baştan ayrılanlara gövdedir O…
Peki Yezid??? Her zamanda ama hiç bir yerde!!!