Şair: Uğur Dede
Servetleri arttıkça ve doymadıkça tanıdık bir bilgeliğin peşine düştü zenginler. Affedersiniz ne zengini, zenginliğin zenginleri…
Milyar dolarlık servetleriyle artık ölümsüzlüğün peşinde dünyaca ünlü en zenginler. Yeryüzünün damarlarını, kanını sahiplenenler…
Hep böyle miydi?
Hep böyleydi bu dünya!
Hep böyle geldi, böyle gidecek.
Biz Eylül geldi diye yaprakların renk tonuyla eyleşirken; Milky Way Foundation (Samanyolu Vakfı) adı altında uzun ömür üzerine yapılan çalışmalara yatırım yapıyorlar. Meşhur en zenginlerden Milner, 5 Milyar Doları bu çalışmalara yatırdı.
Biz internette alışveriş yapmayı öğrenip övünürken; Jeff Bezos, Amazon’daki CEO’luk görevini bırakıp uzay seyahatine çıkmasının ardından bir biyoteknoloji şirketine yatırım yaptı. Jeff Bezos, Yuri Milner ile insanların sonsuza kadar yaşaması üzerine biyolojik yeniden programlamayı amaçlayan yaşlanma karşıtı araştırmalar gerçekleştiren bir şirkete milyar dolar akıttı.
Biz geçmişi övüp hâlâ geçmişte yaşayıp bugünden bizar oldukça, hücrenin önceki bir döneme dönebileceğini ispatlayarak Nobel ödülü kazanan Dr. Shinya Yamanaka’nın da ekipte olduğu, ABD Ulusal Kanser Enstitüsü eski direktörü Richard Klausner başkanlığındaki şirket; insan biyolojik saatini ters çevirmek için 270 milyon dolar yatırım topladı haftasında.
Biz insan gibi canlıdır, onlara yapılan fiziksel saldırılar da insana yapılmış gibi ceza bulsun derken; California’daki Salk Enstitüsü’nde çalışan ve hücre değiştirme araştırmalarına öncülük eden, maymun ve insan embriyolarını karıştırma konusundaki araştırmalarıyla tanınan İspanyol biyolog Dr. Juan Carlos Izpisua Belmonte, 2016’da Yamanaka’nın embriyonik kök hücre tekniğini yaşlanma belirtileri gösteren farelere uygulayıp, gençleşme belirtilerini ortaya koymuş, bunu da ‘yaşam iksiri’ olarak adlandırmıştı.
Biz “İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn[1]” dedikçe onlar, “men yuhyil izame ve hiye remim[2]” diyecek.
“Ben de Enkidu gibi ölecek miyim? dedi,
İlk kral kahraman Gilgameş.
Tanrılar, insanları öldürmekte pek hevesli diyordu
Ve bütün yaşlılar, eli ölümde tanrılara teslim olmuş.
Kimse görmesin istedi içten içe
“Ben de o yaşlılardan biri oldum” dedi hayıflandı
Kırlarda, tenhalarda ağladı.
Kalktı sonra ve bütün tanrılarını gezdi
Elinde bal
Elinde kaymak
Elinde yağ vardı.
Çok geçmedi öğrendi ölüm, kendini aradığını.
Usul usul yaklaştı
Uruk sehri şen olsun dedi
Göklerden ve dağlardan gelen seslere eşlik etti.
Ölüm,
Öldürdü…
Habil’den beri siyahlar içindeydi ölüm
İsmail olunca bahane
Al renge boyandı
Ateşin rengine büründü.
Kurumuş toprakta su gibi gezerek.
Bütün mesele kendisiydi
Kendi kendini öldürmedikçe
Ölmüyordu ölüm
Otlardan
Ve börtü böceklerden umdular
Ölümsüzlük sandılar, her yara iyileştikçe.
“Ölüm temizliktir” derdi, rahmetli dedem
Üst üste taş durmuyor onca zaman
İnsan nasıl yaşardı, insan üstünde?
Bilgelik, ölümü betimler
Dirilere inat
Eylüle
Ekime
Kasıma inat
Ölümsüzlüğü metheder, ölümle öldürerek;
Gazel toplar gibi…
Yaşarken
Yaşıyorken hayatta
Hiç bitmedi ölümü aramak / kederden
Hiç bitmedi ölümsüzlüğü aramak /
Yaşarken salınmaktan…
[1] Bakara (2) Suresi, 156. Ayet-i kerime: “Onlar; başlarına bir musibet gelince, “Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah’a aidiz ve şüphesiz O’na döneceğiz” derler.” DİB Yeni Meal https://webdosya.diyanet.gov.tr/kuran/kuranikerim/dosyalar/document/kuran_meal.pdf
[2] Yasin (36) 78. Ayet-i kerime: “Bir de kendi yaratılışını unutarak bize bir örnek getirdi. Dedi ki: -Çürümüşlerken kemikleri kim diriltecek?-“ DİB Yeni Meal https://webdosya.diyanet.gov.tr/kuran/kuranikerim/dosyalar/document/kuran_meal.pdf