Bizimle İletişime Geçin

Eyvallah

Tatildeyken Makam Arabasına Binmeyen Vali

İşte yaşanmış bir vakıa : “Toplu taşıma aracında yıllar önce, İzmir ile Çeşme arası seyahat eden bir minibüsü, polis kimlik kontrolü için durdurur.  Ayakta seyahat eden bir beyin kimliğine bakan polisler şaşırır ve  donakalır. Çünkü TC İçişleri Bakanlığı tarafından verilen kimlikte…

EKLENDİ

:

İnsanız, rahatlığı sever nefsimiz.

Konforu arzu ederiz. “Daha iyisi niye benim de olmasın ki?..” “Benim ötekinden ne eksiğim var?” gibi tüketim kültürü sloganları zaman zaman önce beynimizi sonra benliğimizi işgal eder ve sürüklenir gideriz.

“Kardeşim mal benim değil mi yani, size ne, ben kazandım…” diye böbürlene böbürlene de racon keseriz, çevremize…

“İyi sizin olsun.” der, çeker gider uyarıcılar.

Neticede doğru yani mal onun, mülk onun para onun değil mi? Bu bile su götürür de hadi neyse…

Başka bir konuya kapı aralamasın diyelim. “Şahsi tercihi” olması açısından söz biter.

Bir de “benim malım benim param benim arabam…” diyemediği hâlde milletin “emanet ettiği görevi” icabı “geçici olarak tahsis edilmiş” mal ile araç ile makam ile “caka satan” “racon kesen” tiplemeler var, bizi de asıl ilgilendiren nokta burası zaten.

Hz. Ömer’in “devletin mumu” diye söndürdüğü kıssayı bilmesine rağmen daha iyi hizmet iddiası ile “kendisi için tahsis edilmiş” makamı aracını “şahsi konforu için kullanıp” kendi mumu olmasına rağmen devletin aydınlatma projektörünü en yüksek voltaj üzerinden kullanan türediler var piyasada.

Bilgi yoksunu olmayıp “şuur kaybı yaşayan” bir zümre bunlar… Ama bir de “zorunlu olmadıkça makam aracı kullanmayan, sabah erkenden kalkıp çıktığı yürüyüşlerde çay ocaklarında sabah çayı içenlerle, simitçilerle  sohbet eden” insanlar da var. Sayılarını bilmeyiz elbette. Duydukça gıpta eder, dua ederiz.

“Biz yoksul köy çocuğuyduk. Her sabah köyden kasabaya yürüyerek okula gidip gelerek büyüdük. Bu yüzden devletin bir kuruşunu harcarken bin kez düşünürüm. Çünkü bu parada tüyü bitmedik yetimlerin hakkı vardır.” diye hassasiyet sahibi bir insan, bir vali…

İşte yaşanmış bir vakıa : “Toplu taşıma aracında yıllar önce, İzmir ile Çeşme arası seyahat eden bir minibüsü, polis kimlik kontrolü için durdurur.  Ayakta seyahat eden bir beyin kimliğine bakan polisler şaşırır ve  donakalır. Çünkü TC İçişleri Bakanlığı tarafından verilen kimlikte, Bilecik Valisi yazmaktadır. İlk şaşkınlığı atlatan polisler, “Sayın Valim, sizi biz götürelim.” teklifinde bulunsalar da  “Hayır, teşekkür ederim. Tatildeyken, devletin aracına binmem.” der, yoluna devam eder.

Olayın kahramanı Reşadiye, Silopi, Finike ve Söğüt Kaymakamlığı; Bilecik, Niğde, Erzincan ve Manisa Valiliği görevlerinde bulunmuş olan Refik Arslan Öztürk’tür.

Kendisi yakın bir tarihte vefat etti.

Rabbim, bu hassasiyette evlatlar /nesiller yetiştirmeyi nasip etsin.

Allah rahmet eylesin.

Eyvallah Refik Arslan Öztürk, eyvallah…

Çok Okunanlar