Bizimle İletişime Geçin

Gezi Yazısı

Trabzon Gezisi Notları

EKLENDİ

:

Mükerrem Özdemir

Trabzon Üniversitesi İslami İlimler Uygulama ve Araştırma Merkezince yürütülen araştırma kapsamında Karadeniz’de 1940 sonrasında doğan ve İslami ilimlere katkısı bulunan 40 hocaya ulaşılmış.

Trabzon Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selim Demirci’nin yürütücülüğündeki “Karadeniz’de Hoca Olmak: Hatıralara Yansıyan Yönleriyle Yakın Dönemde Dini Hayat” başlıklı proje kapsamında, Doç. Dr. Fatih Topaloğlu, Doç. Dr. Süleyman Gür, Doç. Dr. Şenol Saylan, Doç. Dr. Eyüp Öztürk ve Öğretim Görevlisi Ahmet Cevdet Karaca ile 3 yüksek lisans öğrencisinden oluşan ekip, imam-hatip liseleri, ilahiyat fakülteleri ve Diyanet İşleri Başkanlığı gibi kurumlara katkısı olmuş bu kıymetli insanların,Hocaların yaşadıkları İstanbul, Ankara, Sakarya, Rize, Bursa, Bayburt ve Trabzon’a giden ekip üyeleri, ortalama bir saatlik mülakatlar gerçekleştirmis. Söz konusu mülakatlar Trabzon Büyükşehir Belediyesinin de desteğiyle kamera ile kayıt altına alınarak, kitaplaştırılmış.

Burada yetişmiş olan insanların Diyanet İşleri Başkanlığının üst kademelerinde büyük hizmetler yapmış ve ilahiyat fakültelerinin kuruluşunda hizmet ettiklerini öğrendik. Arkadaşlarımızla bunları kayıt altına almaya da karar verdik.  Burada din eğitiminin çok zorlu imkanlarla ve gerçekten de tabiri caizse hocaların üst düzey fedakarlıklarıyla yürüdüğünü görüyoruz” diyen Demirci önemli arastırmasını yayına açmış. Türkiye’de 1960’lı yılların sonunda Cumhuriyet tarihinin ilk kıraat ihtisas kursunun Trabzon’un Of ilçesinde açıldığını belirten Demirci, sözlerini şöyle sürdürdü: “İstanbul ve Ankara’yı düşündüğünüzde Türkiye’nin çok farklı yerlerinde görev yapan imamlar, hafızlar gelip bir köyde ihtisas eğitimlerini aldılar. Orada yetişmiş insanlar Türkiye’nin farklı yerlerinde ciddi şekilde kıraat okutup, bu geleneğin sürmesini sağladılar. Mesela ilk o kursa katılanlardan merhum Safvan Çakıroğlu hoca Ankara’da yıllarca ihtisas düzeyinde kıraat okutmuştur. İbrahim Tanrıkulu hoca İstanbul’da uzun yıllar ihtisas düzeyinde kıraat okutmuştur. Sadece o 1960 yıllarının sonunda  ihtisas kıraat kursuna katılan hocaların tek tek incelenip, Türkiye’ye ne katkı sunduğunu söylememiz, onunla alakalı bir şeyler ortaya koymamız bile bu bölgenin katkısını gösterecektir. Sadece kıraat değil,Hasan Rahmi Yavuz hocanın yetiştirdiği talebeler, Çaykara köyünde küçücük medresesi var. Orada yetişen ve Türkiye’nin ilmi hayatına katkısı olmuş çok farklı insanlar var.” Proje kapsamında Fikret Latifoğlu, Halil İbrahim Şahin, Hasan Ali Cirit, Hayrettin Öztürk, Hikmet Arslantürk, İbrahim Hakkı Aydın, İlyas Karslı, Emrullah Hatipoğlu (Sultanahmet Camii eski İmam Hatibi), Kemal Ayyıldız, Mustafa Çukur, Mustafa Kotan gibi isimlere ulaşıldı.Hayatta olanlara sağlık afiyet, vefat edenlere ise rahmet diliyorum.

Trabzon Sümela Manastırı ziyaretimiz ve Kültür Bakanlığı bilgilerini aktararak tekrar gezi ve gözlemlerimize dönelim. Kilisenin MS 365-395 tarihleri arasında inşaa edildiği sanılmaktadır. Anadolu’da sıkça rastlanılan Kapadokya kiliseleri tarzında yapılmış hatta Trabzon’da Maşatlık mevkiinde benzeri bir mağara kilisesi daha vardır. Kilisenin ilk kuruluşu ile manastır haline dönüşümü arasındaki bin yıllık dönem hakkında fazla bir şey bilinmemektedir. Karadeniz Rumları arasında anlatılan bir efsaneye göre Atina’lı Barnabas ile Sophronios adlı iki keşiş aynı rüyayı görmüşler; rüyalarında, İsa’nın öğrencilerinden Aziz Luka’nın yaptığı üç Panagia ikonundan, Meryem’in bebek İsa’yı kollarında tuttuğu ikonun bulunduğu yer olarak Sümela’nın yerini görmüşler. Bunun üzerine birbirlerinden habersiz olarak deniz yoluyla Trabzon’a gelmiş, orada karşılaşıp gördükleri rüyaları birbirlerine anlatmış ve ilk kilisenin temelini atmışlardır. Bununla birlikte manastırdaki fresklerde sıkça yer alıp, özel bir önem verilen Trabzon İmparatoru III. Aleksios’un (1349-1390) manastırın gerçek kurucusu olduğu sanılmaktadır. 14. yüzyılda Türkmen akınlarına maruz kalan kentin savunmasında ileri karakol görevi üstlenen manastırın statüsünde Osmanlı fethinden sonra bir değişiklik olmamıştır. Yavuz Sultan Selim’in Trabzon’daki şehzadeliği sırasında buraya iki büyük şamdan hediye ettiği bilinmektedir. Fatih Sultan Mehmed, II. Murat, I. Selim, II. Selim, III. Murad, İbrahim, IV. Mehmed, II. Süleyman ve III. Ahmed’in de manastırla ilgili birer fermanları bulunmaktadır. Osmanlı döneminde manastıra sağlanan imtiyazlar, Trabzon ve Gümüşhane bölgesinin İslamlaşması sırasında özellikle Maçka ve kuzey Gümüşhane’de Hristiyan ve gizli Hristiyan köyleri ile çevrili bir alan oluşturmuştur.[1] 18 Nisan 1916’dan 24 Şubat 1918’e kadar süren Rus işgali sırasında Maçka civarındaki diğer manastırlar gibi bağımsız bir Pontus devleti kurmak isteyen Rum milislerin karargahı olmuş, zorunlu nüfus mübadelesi ile bölgedeki Hristiyanların Yunanistan’a gönderilmesinin ardından önemini yitirerek T.C. Kültür Bakanlığı tarafından yakın zamanda onarılana dek kaderine terk edilmiştir.[1] Yunanistan’a mübadele ile göçen Karadenizli Rumlar Karaferye (Veria) kentinde Sümela adını verdikleri yeni bir kilise inşa etmişlerdir. Her yıl Ağustos ayında tıpkı geçmişte Trabzon Sümela’da yaptıkları gibi yeni manastırın çevresinde geniş katılımlı şenlikler düzenlemektedirler. 2010 yılında Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti’nin izni ile Hristiyanlarca Meryem Ana’nın göğe yükseliş günü olarak kabul edilen ve kutsal sayılan 15 Ağustos günü 88 yıl aradan sonra ilk ayin yapılan manastıra ciddi bir iç ve dış turist ziyaretçi geliyor.

Daha Fazla Yükle

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çok Okunanlar

Pin It on Pinterest