Bizimle İletişime Geçin

Edebiyat

Ankara’ya Veda

İnsanlar gibi görevlerin de bir ömrü olduğuna inanıyorum. Doğuyor, büyüyor ve sonlanıyor. Bütün mesele şudur: Başlarken hayırla başlamak ve bitirirken de hayırla bitirebilmek. İkinci duam da Rabbimin İsra suresinde bize öğrettiği gibi şudur: “Rabbim! Girilecek yere doğrulukla girmemi, çıkılacak yerden de doğrulukla çıkmamı sağla, bana tarafından yardımcı bir güç ver!”(İsrâ : 80)

EKLENDİ

:

Bismillahi’l- Fettah, el Bâsıt, el Vâsı’, es Selam, er Razzak, el Hakem, el Muız,

el Evvel, el Âhir.

“Gir salih kullarımın arasına ve gir cennetime”(Fecr:29,30) buyuran ey Rabbim. Dualarımı karşılıksız bırakmayan, beni iyilerle tanıştıran, görüştüren, birlikte hizmet imkânı veren Rabbim sana hamd olsun.

Önderimiz, örneğimiz, şefaatçimiz, hamimiz, efendimiz Muhammed Mustafa sallalahu alayhi veselleme salat olsun.

Selam hidayete tabi olan ve rıza-i Bari uğruna çalışanların üzerine olsun kıymetli dostlar.

Dualarımın başında hep “Ya Rabbi beni iyilere dâhil et, onlara yardımcı et!” derim. Biliyorum ki cennete girmenin yolu da salih kullara karışmaktan geçiyor.

Tekrar tekrar hamd olsun Rabbime ki bana öğretmen olma, Dinini, Kitabını, Peygamberini, dostlarını tanıma ve tanıtma imkânı verdi. Beni muallimlik göreviyle sıfatlandırdı. Bu vesile ile ilkokul, ortaokul, lise ve üniversitede çok masum dostlarım, arkadaşlarım oldu. Sonra öğretmenlerin öğretmeni yaptı. Tüm bu süreçlerde yine büyük bir lütuf ile camilerde, salonlarda, çevrimiçi ortamlarda nice güzel insanlarla muhatap etti bu fakiri.

Memuriyetteki günübirlik politik çıkarların, ulvi gaye ve gayretlerin önüne geçtiğini görünce yine her şeyin sahibine iltica ettim. “Beni iyilere yakın et, onlara dost et, onlara dâhil et!” diye. “Bana dua edin, dualarınızı kabul edeyim”(Mü’min:60) Buyuran Allah, benim de dualarımı kabul etmiş olacak ki dört yıla yakın, beş bini aşkın öğrencinin barındığı her biri birer mektep olan öğrenci yurtlarına umumi öğretmen yaptı. Bu yurtlarda kalan güzel insanlarla muhatap oldum ve dualarını aldım. Bu imkânlar elimizden alınınca, buradaki nöbetimiz tamamlanınca ben de bildik dualarıma devam ettim ve kendimi Hacı Bayram Veli hazretlerinin komşuluğunda buldum. Bu süreçte sayıyla ifade edemeyeceğim nice gönül insanlarıyla muhatap oldum. Kimileri almaya, kimileri de vermeye geldi. Elimden geldiğince almak isteyene vermeye, vermek isteyenden de almaya gayret ettim. Yine çok müspet dönüşler aldığımız üç adet kitabımız bu mekânda doğdu. Bu da ayrı bir şükür vesilesidir.

İnsanlar gibi görevlerin de bir ömrü olduğuna inanıyorum. Doğuyor, büyüyor ve sonlanıyor. Bütün mesele şudur: Başlarken hayırla başlamak ve bitirirken de hayırla bitirebilmek. İkinci duam da Rabbimin İsra suresinde bize öğrettiği gibi şudur: “Rabbim! Girilecek yere doğrulukla girmemi, çıkılacak yerden de doğrulukla çıkmamı sağla, bana tarafından yardımcı bir güç ver!”(İsrâ : 80)

Rabbim utandırmasın, gelişimizi ve gidişimizi hayr etsin.

İnsanlar sadece Rabbimin takdir ettiği senaryoyu oynar. Her şey ondan gelir, her şey O’nun takdiri ile gerçekleşir. Teslim olan kurtulur, bütün mesele niyet ve gayretlerin halis olması. Rabbim niyetlerimizi ve gayretlerimizi halis eylesin.

Cümle dostlarıma şayet varsa haklarımı helal ediyorum. Cümlesinden helallik diliyorum. Takdir edilen ömür kadar dostlarımı bundan böyle Kahramanmaraş’ta misafir etmek isterim. Telefonum her zamanki gibi hep yakınınızda olacak inşallah.

Evvelen bu mektubumun ulaştığı herkese, saniyen ve bilhassa güzel insanlarla tanışmama ve güzel projelere dâhil olmama vesile olanlara teşekkür ederim. Sekiz yıldır Ankara’nın ev sahipliğinde hep güzel insanlar muhatabım oldu ve güzel işlere vesile oldum.

Ayrıca birlikte çalıştığımız vakıf ve dernek başkanlarına, yönetim kurulu üyelerine, komisyon üyelerine ve başkanlarına, buralarda tek seferlik bile olsa birlikte olduğumuz tüm kardeşlerime, üyelerimize, öğrencilerimize, yardımseverlerimize, mesai arkadaşlarıma, komşularımıza, Hacıbayram ikliminde birlikte müstefit olduğumuz, birlikte dualar edip, âminler dediğimiz tüm canlara el veda.

İlahiyat Yayınevi’ne, insaniyet. net’e, maarif’insesi’ne, Milli Şuur Dergisi’ne, Vefa Akademi’ye, Lokman Hekim Üniversitesi’ne, yürüdüğüm yollara, metroya, parklara, Kamil Ocak Mahallesine, aile hekimimize, diş doktorumuza, aile dostlarımıza elveda. Hülasa telefonumda kayıtlı olan cümle civanmertlere, alperenlere, Hikmetane’ye elveda.

Hacı Bayram Veli’ye, Gül Baba’ya, Şeyh İzzeddin’e, Bünyamin Ayaşi’ye, Tapduk Emre’ye, Abdulhakim Arvasi’ye, Mustafa Asım Köksal’a, Hüseyin Gazi’ye, Taceddin Sultan’a, Hallac Mahmud’a, meczuplara; Ademe, Hanifi’ye, Hasan’a, Mehmet Abi’ye elveda. Hacıbayram’ın kedilerine elveda.

Keçiören’in dolmuşlarına, Zincirli Camii’ne, Sosyal Bilimler Üniversitesi’ne elveda.

Güneş’e, Ay’a, yıldızlara, teneffüs ettiğim havaya, rızıklandığım nimetlere, semaya ve arza veda etmiyorum çünkü onlarla birlikte gidiyorum.

Memuriyete, işçiliğe elveda diyor özgürlüğümü alıp gidiyorum.

Tabii bu vedalara, seven gönüllere ait ruhların dâhil edilemeyeceğini bilirim. Zira ruhu hiçbir mekâna hapsedemezsiniz. Ölüm dahi engel değil onun için. Vasıtasız olarak hem dünyayı hem de daha öteleri cevelan eder elbette.

Sahne O’nun, senaryo O’nun, bizim gibi acemi oyuncular da O’nun. O ne derse O.

Dualarınıza dâhil olmayı uman kardeşiniz; Yıldırım Alkış.

Vesselamu aleyküm verahmetullahi ve berekâtüh.

yirmi iki eylül, iki bin yirmi iki, Perşembe

Daha Fazla Yükle

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çok Okunanlar