Biz yani evsatu’n-nas taifesi
Yeni yetme bir imgeyle yola koyuluruz
Ödünç alınmış sevinçler kursağımızda
Nice kaygılar barındırır ruhumuz
Uzun bir kışa hazırlık yaparcasına
Sebatsız çiçekler dikmeli
Baharlar sürmeli kimi yüzlere
Ne Haccac’ın kılıcı ne İbn Hazm’ın kalemi
Çiçekler susuz ağaçlar uykusuz kalmalı
Sözcüklere kanat takmasını bilen
Ustaların dilinde
Zaman o tozlu terkisinde biriktirdi
Bütün kırılmış öyküleri Söküldü hırkaları şehirli dervişlerin
Sesine kuşlar konsa da
Kapı eşiğine bırakılan en yalın keşkelerin
Kimden miras kaldı vebali bilmiyorum
Her cürmü ısırılmış bir elmaya yüklemenin
Delişmen bir ırmak sırtında nasıl taşırsa
Düşürmeden kurumuş bir yaprağı
Hayat birbirine bakan aynalar kuramıdır
İpi koparılmış bir uçurtma çocuk yüzleri
Bir saatin sarkacı durmuş gibi yanağında
Ölüm ki gömülen acılar toplamıdır
Çıkarıp atmaz insan
Düğmesi kopmuş bir gömleği
Gülü ve ölüyü
Toprağa gömen bir el
Elbet umutla bekler
Anne kuşun sesinde
Yeniden dirilmeyi
Ne çok emek verir insan
Büyüyüp serpilsin diye yalnızlıklar
Yeni yenilgilere uyanır gün
Çünkü aşk bir yanılmadır
Devre mülk değildir hüzün