Oruç ayında erişteyi hatırlayışım boşuna değil. Çocukluk Ramazanlarımın iftar ve sahur sofralarında erişte de eksik olmazdı. Erişte kesmek konu komşunun da katıldığı ve neredeyse bütün bir...
Çocuğun ilk adı bellidir: Mehmed. Baba, oğluna ad ararken aradığı adın aynı zamanda oğlunun doğum yılını da göstermesini arzular. Hicretin 1290. yılındadırlar. Gerçi ülkede resmen Rumi...
Sonra Yunus Emre’nin “İşitin ey ulular âhir zamân olısar / Sağ müselmân seyrekdür ol da gümân olısar” beytiyle başlayan o güzel şiirinde “mürüvvet”in “mürvet” biçiminde geçtiğini...
Şinasi, “Milletim nev’-i beşerdir, vatanım rûy-i zemîn” derken, Tevfik Fikret, “Toprak vatanım, nev’-i beşer milletim” diye onun sözünü tekrarlarken; insanlığı, Âdemliği/adamlığı, “yeryüzünde bir halife” yaratmak isteyen...
Mehmed Âkif, bir şiirinde “Müslümanlık nerde? Bizden geçmiş insanlık bile!” tesbitini yaparken “insaniyet”e -Müslümanlığın altında da olsa- bir değer atfediyor. Yani, insaniyet, inkâr ve küfür batağı...