1. Anasayfa
  2. Gezi Yazısı

Bilge Kral’ın Emaneti Bosna Hersek

Bilge Kral’ın Emaneti Bosna Hersek
0

16.06.2016 Bosna Hersek için yola çıkış tarihimiz. Bazı tarihlerin şiir gibi kafiyeli olması hoşuma gidiyor hatta uğur gibi geliyor gönlüme. Mersin Anadolu İmam Hatip Lisesi’ndeki müdürlüğüm sırasında 06.06. saat 6.06 da (18.06)mezuniyet programları yapardık. Yine 2011 yılında 6. ayın 6. günü Mersin’den ayrılıp Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Öğrenci işleri Daire Başkanlığına gitmiştim. 02.02. 2012’de Ağrı’dan ayrılıp aynı gün Kars Milli Eğitim Müdürlüğü görevime başlamıştım. 09.09.2014’te ise MEB’den emekli olmak ve Türkiye Diyanet Vakfı’nda göreve başlamak için dilekçe vermiştim.

Türkiye Diyanet Vakfı, bazı kuruluşlarla işbirliği yaparak yurt dışında ramazan aylarında iftarlar veriyordu. Vakfı temsilen biz de Bosna Hersek’teki iftarlara iştirak etmek üzere dört kişiyle yola çıktık. Yurtlar Müdürü olarak ben, bir yurt müdürümüz, bir öğrenci ve Cumhurbaşkanlığı’ndan bir sivil memurla ekibi tamamlamış olduk.

Bir Cuma günü saat: 11.11’de Saraybosna havaalanına indik. Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı Bosna Hersek Müşavirliği’nde sekreter olan, Türkçeyi güzel konuşan, Bosnalı Samed kardeşimiz bizi karşıladı ve arabasıyla konaklayacağımız otele bıraktı. Samed, bizim Uluslararası İmam Hatip Liselerinden (İHL) yetişen, gayretli ve şuurlu bir genç. Balıkesir Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun olmuş. Bursa’da TDV’nin öğrenci yurdunda kalmış ve Uludağ Üniversitesi’nde yüksek lisans yapmış. İki taraflı, hem İHL’den hem TDV’den öğrencimiz, elhamdülillah.

Tertemiz, ev havasında, butik, ahşap ağırlıklı bir otelde kalıyoruz. Sabah kahvaltımızı yaparken sanki farklı bir ülkede değil de Türkiye’nin farklı bir ilindeymişiz gibi duygu oldu. Tabii güzelliğiyle de Karadeniz illerine benziyor Saraybosna. Bosna Hersek’in en büyük kenti ve ülkenin başkenti. Çok katlı bina yapma hastalığı henüz buralara ulaşmamış, bu da ayrı bir güzellik. Evler umumiyetle tek katlı ve bahçeli. Sanki yayla evi gibi. Şehir merkezi bile bina yoğunluğu sebebiyle bizi bunaltmıyor, ferah çarşıları var. Bosna Hersek’in nüfusu dört milyon civarı. Bunun iki milyonu Boşnak, Boşnakların tamamı Müslüman. Zaten orada “Boşnak” demek, Müslüman demek anlamına geliyor. Bir zamanlar “Türk” deyince Müslüman akla geldiği gibi. Bir milyon altı yüz Sırp, dört yüz bin civarı da Hırvat var.

Biz Bosnalı Müslümanlara, savaş döneminde maddi yardım telaşında iken maalesef manevi yardımı ihmal etmişiz. Bu boşluğu; kendini “selefi” diye isimlendiren Vahhâbî görüşlü Müslümanlar doldurmaya çalışmış. Yakın zamana kadar Diyanet İşleri Başkanlığı’nın müşavirliği dahi yokmuş. Aslen, Bosnalı bir Boşnak ailenin çocuğu olan Hasan Atlı, müşavir olarak görevlendirilmiş. İlk müşavirimiz, üç yıldır bu görevdeymiş. Kendisini makamında ziyaret ediyor, karşılıklı bilgi alış-verişinde bulunuyoruz. İç savaş bittikten yirmi yıl sonra müşavir görevlendirmişiz. Mezhep ihracı konusunda Arabistan ve İran orada çok yol almışlar.

Büyükelçimizin başka bir programının olması sebebiyle yardımcısı Halit Ümit Cemaloğlu’nu ziyaret ettik ve sıcak bir görüşme oldu.

Saraybosna’da Gazi Hüsrev Bey Camii’nde Cuma namazı

 Camiye erken gelmişim, son cemaat mahallinde oturup bekledim. Camiye gelenleri ve çevreyi seyrettim. “Gazi Hüsrev Bey Camii” veya “Bey Camii”, Bosna-Hersek’in başkenti Saraybosna’nın kalbi sayılan Başçarşı’nın başında yer almaktadır. Bu cami, bir külliyenin parçası aslında. Bosna Sancak Beyi Gazi Hüsrev Bey tarafından 1531 yılında Mimar Sinan’a inşa ettirilmiş. Mimar Sinan’ı yazmaya ansiklopediler yetmez. Mübarek insan, özel jetin mi vardı? Mekke, Medine, Kudüs, Şam, Halep, Sofya, Kırım, İstanbul, Ankara, İzmir, Konya, Edirne, Kayseri, Erzurum, Çorum ve daha birçok yerde eserler inşa ettin. Zemin etüdü yaptın, proje çizdin, statiğini hesapladın, ses akustiğini hesapladın üstelik de depreme dayanıklı yaptın!

Biz ezanı beklerken bir kiliseden de çan sesi duyuldu. Camideki uygulamalar, okunan dualar aynen Türkiye’deki gibi. Türk Cumhuriyetlerinde olduğu gibi burada da din işlerinin yürütülmesiyle ilgili resmi bir kurum yok. Ayrı bir meşihat1 sistemi var. Cuma öncesi vaaz olmadı. Farklı hocalar Kur’an okudular. Hutbe, Ramazan ayı ve oruçla ilgiliydi, Boşnakça okundu ama ayet ve hadisler tanıdık olunca anlaması zor olmadı.

Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç’in kabrini ve müzesini ziyaret ediyoruz

Çok mütevazı, dört tarafı açık bir türbesi var. Yasin okuduk ve dualar ettik. Duamıza tüm şehitleri de dâhil ettik. İzzetbegoviç, Müslüman Demokratik Hareket Partisi lideri, ilim ve fikir adamı, yazar. Mecbur kalmasa belki de siyasete hiç karışmayacak bir bilge ama kader onu aynı zamanda iyi bir komutan yaptı.  Yayınlanan ve Türkçe’ye de çevrilen çok güzel eserleri var.2 Bosna-Hersek Cumhuriyeti’nin savaş sonrası ilk devlet başkanı seçiliyor. “Bizim, düşmanımıza tek bir şey borcumuz var, o da adalet” sözü onun bilgece sözlerinden sadece biridir.

Uluslararası Saraybosna Üniversitesini ziyaret ediyoruz

Üniversitenin rektörü Prof. Dr. Yücel Uğurlu bizi kabul etti ve üniversite hakkında bilgi verdi. Çok arzu etmelerine rağmen ilahiyat fakültesi açamamışlar. Toplamda bini aşkın öğrencileri varmış. İlim Yayma Cemiyeti, Ensar Vakfı ve Birlik Vakfı’nın destek verdiği üniversite her nedense aşırı tedbirli davranmış, İslami havayı dışarıya taşırmamaya dikkat etmişler. Erkek öğrenci yurdunu ziyaret edip yurt müdürü Yasir Cebeci’den bilgiler aldık. Fakültelerde göremediğimiz ve duyamadığımız bazı hassasiyetlerin burada olması bizi mutlu etti.

 İlginç bir yanılgı yaşıyorum

 O zamanlar, Önder İmam Liseleri Mezunları Derneği Genel Başkanı olan Dr. Hüseyin Korkut’u gördüm, koştum arkadan sıkıca sarıldım, samimiyetimiz var; “Vay Hüseyin Hocam buralarda da görüşmek varmış!” dedim. Hüseyin Hoca çok soğuk davrandı, şaşırdım; “Hocam iyisin değil mi? Sakın tanımadığını söyleme!” dedim. “İyiyim de ben Hüseyin değilim, Hasan’ım” demez mi! Şaşkınlığım daha da arttı. Bu durumlara alışık olduğunu, Hüseyin’in ikizi olduğunu, Saraybosna Üniversitesi’nde öğretim üyesi olduğunu anlattı. Bu vesileyle onunla da tanışmış olduk.

İlk iftarımızı Gorazde’de yapıyoruz

Gorazde, etrafı dağlarla çevrili bir vadinin ortasında yer alan, Bosna için stratejik öneme sahip, direnişin sembolü, bir anlamda Bosna’nın Çanakkale’si denilebilecek Kahraman ve Gazi bir şehir, Saraybosna’ya yüz km mesafede. Kiraladığımız araçla dağlık, yeşillik bir yoldan kimi zaman da Osmanlı döneminden kalan köprüleri temaşa ederek gittik. Çoğu yerde azami hız 60 km olunca tam manasıyla gezerek gittik ve iki saatte ulaştık. Şehir, Drina Irmağı çevresine çift taraflı kurulmuş. Onlarca kurşun yaralarıyla delik deşik olmuş binalar var. Kayserili hayırseverlerin yaptırdığı güzel bir de cami var. İsmi de “Kayseri Camii”. İkindi ve akşam namazlarını bu camide kıldık. Caminin yanında da Keçiören Belediyesi ile TİKA ve TDV’nin katkılarıyla yapılan kültür merkezi var. Bu merkezde 120 üniversiteli öğrenciyle birlikte yaptık iftarımızı. Ev sahibi Gorazde Müftülüğü idi. Müftü Remzi Pitiç Hoca, savaş gazisi. Türkiye’ye tedavi için gelmiş, hemen dönmemiş İzmir’de İlahiyat Fakültesi okumuş. Maşallah çok candan, mütevazı, bilgili, etkili ve iletişim becerisi yüksek, hakeza hoca. Hocanın eşi Rafia Hanım da ona tam uyum sağlamış bir Allah dostu.

İftara katılan gençlerin dillerini bilmememize rağmen gönül diliyle çok iyi anlaştık ve çok sevdik birbirimizi.

Bosna-Hersek 19. yüzyıl sonlarına dek Osmanlı hâkimiyetinde kalmış. II. Dünya Savaşı’nın ardından yeni kurulan Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti’ni oluşturan federe cumhuriyetlerden biri olmuştu. Yugoslavya’nın dağılmasını takiben 1992’de bağımsızlık ilan eden Bosna-Hersek, yeni kurulan devleti kabul etmeyen Sırp toplumuyla üç yıl sürecek Bosna Savaşı’na sürüklendi. Savaş 1995’te sona ermiştir ama bilhassa “Bosna Kasabı” diye tanınan Miloşeviç gibi kural tanımaz caniler binlerce masumu katletmiştir. Onun da katil İsrail’in “Büyük İsrail” hedefi olduğu gibi “Büyük Sırbistan” hayali vardı. Bu ham hayal yüz binden fazla cana mal oldu.

İkinci iftarımızı Saraybosna İmam Hatip Lisesi’nde yapıyoruz

 Bu iftara iki yüz başarılı ve yetim öğrenci davet edilmiş. Muhabbetli bir iftar oldu. Anadolu Ajansı bizimle röportaj yaparak haberi servis ettiler. İmam Hatip Lisesi’nin de bağlı olduğu yönetim kurulu başkanı feyizli bir teravih namazı kıldırdı. Eski medrese geleneğiyle bizdeki modern İmam Hatip Lisesini cem etmişler ortaya güzel bir sistem çıkmış.

İgman Dağı’na çıkıyoruz

Bosna-Hersek’in ortasında bulunan, özgürlük savaşı yıllarında okçular tepesi işlevi gören bu dağ, cihat sırasında mücahitlere ev sahipliği yapmış. Aynı zamanda çok güzel bir mesire alanı olarak ziyaret ediliyor, biz de öyle yaptık. Dili olsa da konuşsa, şimdi konuşmasa bile öbür dünyada konuşacak ve şahitlik edecektir.

Breza’da iftar yapıyoruz

Küçük bir ilçe, Saraybosna’ya 33 km. İlçe küçük ama çok büyük gönüllü, samimi insanlarla tanıştık ve henüz tamamlanmamış inşaat halindeki bir camide, yer sofrasında iftar yaptık. Yine çoğunluk öğrenciler ve gençler. Teravih namazını Sarayova (Saraybosna)’da kılıyoruz. Umumiyetle camilerde görevli hocaların kıraatleri çok güzeldi.

Mostar’a gidiyoruz

 Kiraladığımız aracın şoförü gelmeyince aracı biz kullanmak zorunda kaldık. İyi ki gelmişiz dediğimiz iç savaşın simgesi konumundaki Gazi Mostar Köprüsü, nice hatıralar barındırıyor. Sırplar, harap etmişlerdi, Türkiye onarım maliyetini üstlendi. Köprünün giriş ve çıkışları turistik eşya satan dükkânlarla dolu. Biz de ufak tefek alışverişler yaptık. Bir işyerine girince şaşkınlığımızı gizleyemedik, içeride mihrap vardı. Burası daha önce mescitmiş meğer.

Alperenler Tekkesi ziyaretimiz

“Blagay Tekkesi” diye de bilinen Alperenler Tekkesini ziyaret etmek için Bosna Hersek’e gelsek değer. Tekke, Avrupa’da tek bir gözden en fazla suyun çıktığı ‘Buna Nehri’nin başına inşa edilmiş. Girdik ama çıkmak istemedik. Sarı Saltuk’un ve Âşık Paşa’nın kabirleri var, onlara da Fatihalar okuduk. Yıllardır tekke olarak kullanılmış, aktif olarak da kullanılmaya devam ediyor. Bina ahşap ve kerpiçten yapılmış. Odalarda kilimler serili, bazı odalarda sohbet sedirleri var. Tekkenin ilk kaydını 1454’te Evliya Çelebi tutmuş. Evliya Çelebi olmayı çok isterdim. Mimar Sinan’ın seyahat ettiği mahiyetini bilmediğimiz araçtan Allah ona da tahsis etmiş.

Bosna Hersek’ten ayrılmak öz vatanımızdan ayrılmak gibi zor geldi, tekrar gelmeyi ümit ederek vedalaşıyoruz.

Dipnot

  1. İslami faaliyetler, 1882 yılında kurulan, bağımsız “Bosna Hersek İslam Birliği” tarafından yönetilmektedir.
  2. “İslam Manifestosu, İslam Deklarasyonu ve Yeniden Doğuşun Sorunları, Doğu ve Batı Arasında İslam, Tarihe Tanıklığım (anı kitabı), Özgürlüğe Kaçışım: Zindandan Notlar, Konuşmalar, Köle Olmayacağız” kitaplarından bir kısmı.

1963 Kahramanmaraş-Göksun doğumlu. 1984 yılında Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun oldu. 1985-2014 yılları arasında öğretmenlik-okutmanlık, okul yöneticiliği, il millî eğitim müdürlüğü ve daire başkanlığı görevlerini ifa etti. Emekli olduğu 2014 yılından itibaren sivil toplum kuruluşlarında görev yapmaktadır. Evli ve biri kız, ikisi erkek olmak üzere üç çocuk babasıdır. bazı çalışmaları: ✓ Asr-ı Saadette Tıp. (Mezuniyet Tezi) ✓ Hafız Ali Efendi ve Mücadelesi. (Müşterek) ✓ Biz Böyle Gördük. (Müşterek) Basılı.​​ * Dua Zamanı Mektuplar. ✓ Kahramanmaraş İmam-Hatip Lisesi’nde yayımlanan “Dost” ve “Gonca” isimli dergilerin yayın kurulunda yer aldı ve yazılar yazdı. ✓ “Heybe”, “Bohça”, “Mezun Duygular”, “Fuyuzat”,"Kulluğun Tadı"  “Sohbetler”, “Seyahatname”, “Rehberlik”, “Anketler” gibi isimlerden oluşan çalışmaları yayımlanmayı beklemektedir.

Yazarın Profili

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir