1. Anasayfa
  2. Genel

Kültür Hayatımız ve Türkiye Yazarlar Birliği

Kültür Hayatımız ve Türkiye Yazarlar Birliği
0

Türkiye’de kültür kavramı, uzun yıllar boyunca ihmal edilmiş, yalnızca ideolojik kavgaların bir aracı olarak kullanılmış ve çoğu zaman da yüzeysel yaklaşımlarla ele alınmıştır. Oysa bir milletin kimliği, hafızası, karakteri ve geleceği kültürel birikimiyle doğrudan ilişkilidir. Bugün geldiğimiz noktada, kültür politikaları konuşulmaya başlandıysa ve bu konuda kamuoyunda bir duyarlılık oluştuysa, bunda özellikle sivil toplum kuruluşlarının, üniversitelerin ve bazı yerel yönetimlerin son yıllardaki gayretlerinin payı büyüktür.

Türkiye Yazarlar Birliği (TYB), tam da bu boşluğu dolduran, kültür hayatımızın içeriğini yeniden anlamlandırmaya çalışan ve bunu yıllardır istikrarlı bir şekilde sürdüren önemli bir kuruluştur. 1978 yılında D. Mehmet Doğan öncülüğünde kurulan bu birlik, yalnızca bir yazarlar derneği değil, aynı zamanda Türkiye’nin edebiyat, fikir ve sanat damarını besleyen bir kültür hareketidir. Yaptığı faaliyetlerle, düzenlediği etkinliklerle, gündeme taşıdığı meselelerle TYB, sessiz ama derin bir mücadele yürütmektedir.

Türkiye’nin kültür politikalarında yaşanan eksikliklerin, yüzeyselliklerin ve popülist yönelimlerin alternatifi olarak TYB, hem yerli ve milli değerlerin hem de evrensel kültürel standartların bir araya geldiği bir alan oluşturmuştur. Safahat okumalarından mesnevi derslerine, şehir kültürü sempozyumlarından edebiyat festivallerine kadar geniş bir yelpazede yürütülen çalışmalar, bu birliğin nasıl bir kültürel derinliğe ve vizyona sahip olduğunu göstermektedir.

Ancak mesele sadece faaliyet yapmak değil, kültürü sahici bir içerikle yaşatmak, taşımak ve yeni nesillere aktarmaktır. TYB, gençlere yönelik yaptığı çalışmalarla da dikkat çekmektedir. Gençlik birimi ve Genç Kahve gibi projeler, sadece mekan açmak değil; düşünceye, edebiyata, sanata dair bir atmosfer kurma çabasıdır. Bu noktada TYB, sadece kültürü konuşan değil, kültürü yaşayan bir kurum haline gelmiştir.

Kültür hayatının zayıfladığı, edebiyatın ticarileştiği, düşüncenin sıradanlaştığı bir çağda TYB’nin yaptığı iş, bir direniştir. Dijital çağın yüzeyselliğine karşı derinliği, popüler kültürün sığlığına karşı anlamı, unutulmuş değerlere karşı vefayı savunmaktadır. Bu bağlamda TYB’nin gerçekleştirdiği vefa geceleri, anma programları ve bilgi şölenleri sadece birer etkinlik değil; kültürel hafızamızı diri tutma gayretidir.

Bugün kültür hayatımızın birçok yönüyle ticarileştiğini, gösteriye dönüştüğünü, derinliğini yitirdiğini söylemek yanlış olmaz. Belediyelerin, kültür faaliyetlerini kedi yarışmaları ya da eğlence organizasyonlarıyla sınırlaması; üniversitelerin, edebiyat ve felsefe gibi temel alanlarda nitelikli faaliyet yapmaktan uzak kalması; kültür kavramının içinin boşaltıldığını göstermektedir. Bu ortamda TYB’nin yaptığı çalışmalar, adeta çorak bir tarlada açan çiçekler gibi değerlidir.

Bu yüzden kültür hayatımızda bir yeniden yapılanma, bir toparlanma süreci şarttır. Kültür sadece eğlence değildir; kültür, aynı zamanda bir fikirdir, bir derinliktir, bir ruh hâlidir. Belediyelerin, üniversitelerin ve diğer kurumların kültüre bakışlarını yeniden gözden geçirmeleri gerekmektedir. Özellikle gençlerin kültürle buluşmaları sağlanmalı; klasik metinler, edebi şahsiyetler ve düşünce insanlarıyla tanışmaları teşvik edilmelidir.

TYB’nin bugüne kadar gerçekleştirdiği Mehmet Akif Ersoy, Nurettin Topçu, Tarık Buğra, Ahmet Hamdi Tanpınar, Erol Güngör, Niyazi Mısri, Yahya Kemal gibi isimler üzerine düzenlenen etkinlikler, sadece birer anma değildir; aynı zamanda yeni bir kültürel hafıza inşa etme çabasıdır. Bu örneklerin çoğalması, desteklenmesi ve yaygınlaştırılması gerekmektedir. Çünkü kültür; sadece yaşamakla değil, yaşatmakla da anlam kazanır.

Son olarak, kültür hayatımızda dijital mecraların etkisi yadsınamaz. Ancak bu mecralar kontrolsüz, eleştirel bakıştan uzak, estetik ve etik kaygılardan yoksun bir şekilde kullanıldığında kültür değil, yozlaşma üretir. Bu nedenle kültürel faaliyetlerin dijital ortama da taşınması ama bu yapılırken de edebiyat, fikir ve sanat değerlerinden taviz verilmemesi şarttır.

Kültür hayatımız ve Türkiye Yazarlar Birliği, aslında aynı kaderi paylaşmaktadır: İkisi de sessiz sedasız ama ısrarlı ve inançlı bir şekilde bu ülkenin ruhuna ve gençliğine  hizmet etmektedir. Ne mutlu ki bu çabalar karşılıksız kalmıyor; kültür dostu insanlarımız ve gençlerimiz ilgi gösteriyor. Ne mutlu ki bu topraklarda hâlâ edebiyata, fikre ve kültüre inanan insanlar var.

Yazar, ilahiyatçı, felsefeci, akademisyen, rektör, STK yöneticisi, Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) genel başkanı. 1970 yılında Hatay Dörtyol’da doğdu. İlkokulu Karakese kasabasında, orta ve liseyi Dörtyol İmam Hatip Lisesinde tamamladı. 1989 yılında Atatürk Üniversitesi İlahiyat fakültesinde başladığı üniversite öğrenimini, iki yıl Erzurum’da okuduktan sonra 1994 yılında Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde tamamladı. Meslek hayatına, 1994 yılında Diyarbakır Ergani İmam Hatip Lisesinde bir yıl öğretmenlik yaparak başladı. 1995 yılında, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü Din Felsefesi Anabilim Dalında araştırma görevlisi olarak Akademik hayata intisap etti. 1996 Yılında İslam Felsefesi Anabilim Dalında Yüksek Lisansını, 2003 yılında Din Felsefesi Anabilim Dalında doktorasını tamamladı. 2010 yılında doçent, 2015 yılında profesör oldu. 1995 yılından 2011 yılı sonuna kadar Sivas Cumhuriyet Üniversitesinde çalıştı. 2012 yılından itibaren Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Felsefe Bölümü, Türk İslam Düşüncesi Tarihi Anabilim Dalında Akademik hayatına devam etti. 2015 Haziran ayından itibaren bir süre Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesinde rektör vekili olarak görev yaptı. 2015 Kasım ayından 2019 Şubat tarihlerinde Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesinde rektör yardımcısı olarak görev yaptı. 29 Şubat 2019 tarihinde Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü olarak atandı. Akademik hayatın yanında Sivil Toplum Kuruluşlarıyla da alakadar olmaya çalışan Arıcan, iki dönem boyunca sürdürdüğü Türk Felsefe Derneği yönetim kurulu üyeliği görevi yanında, 2014 yılından beri de Ankara Pursaklar Kent Konseyi başkanlığını yürütmektedir. 2016 yılında Türkiye Yazarlar Birliği genel başkanlığına seçilen Arıcan, evli ve üç çocuk babasıdır. Yayımlanmış birçok makaleleri, kitap bölümleri ve söyleşileri yanında, Spinoza'nın Tanrı Anlayışı (2004), Benedictus Spinoza, Teolojik-Politik İnceleme (Çeviri) (2011), Dini Tekelcilik (2013), Kültürel Dini Farklılık ve Ebu Hanife (2015), Panteizm, Panenteizm ve Ateizm Bağlamında Spinoza’nın Tanrı Anlayışı (2015), Spinoza Felsefesi Üzerine Yazılar (2015) gibi eserleri bulunmaktadır.

Yazarın Profili

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir