1. Anasayfa
  2. Eğitim

Müteallim- Muallim- Alim- Arif Öğretmen

Müteallim- Muallim- Alim- Arif Öğretmen
0

 

  1. Aristoteles “ilk insanın öğretmeni Tanrı olmalı” der. Tanrı ile ilk karşılaşma “ilim” üzerine… İnsanın Yüce Varlık ihtiyacı korku ile değil ilim ile başlar.
  2. Dinler tarihi, insanın Yaratıcısına hayran kaldığı ilk şey “Sonsuz İlahi Bilgidir” der… İnsan sonsuzluğu/ özgürlüğü ilim ile öğrenir.
  3. Kur’an’a göre, “Allah, Hz. Âdem’e her şeyi isimleriyle, Hz. Peygamber’e ise bilmediği şeyleri öğretti…” Her şeyi bilmek isteyen insanın aslında hiçbir şey bilmediğini öğrenmesidir…
  4. Bizim irfan geleneğimizde, biz öğretmek için öğreniriz. Eğitimi irfan yapan da budur… Her insan, bilmediği şeylerin talibi bildiği şeylerin muallimi olmalıdır. Bilgi interaktif bir ilişki gerektirir ve her insanı mutlaka öğretmen ve öğrenci yapar.
  5. Cehaletimiz, bildiklerimizin değil bilmediklerimizin “ölçüsü” olmalı… Asıl cehalet kendini bilememek hatta en derin irfan olan Rabbe marifetten ırak kalmaktır.
  6. Sonsuz bilgi karşısındaki kısıtlı bildiklerimiz cehaletimizi kapatmamalı… Her insanın cehaletine cevap verecek bir öğretmen mutlaka bulunur…
  7. Müslüman, bu çağda sürekli öğrenmeyi ve her daim öğretmeyi aynı anda gerekli… Çağ, mutlak öğretmeni veya doymak bilmeyen öğüten bilgi oburu değil sindirerek uygulayarak öğreten müteallim çağı…
  8. İslam’da hiçbir sistemde olmayacak biçimde bilgi (ilim), öğretmen (muallim) ve öğrenci (müteallim) aynı kökten gelir… lineer değil devinimsel ve yapısökümsel bir süreci emreder…
  9. Her geleneğin ilk öğretmen modeli önemlidir; söz gelişi Cibril hadisine göre her muallim, tıpkı dini öğretmeye ve bizdeki bilginin sağlamasına yapan Cibril- Hz. Peygamber dikotomisi gibi olmalı: Yaşlı, bilge ama saçları simsiyah;  hiç kimse onu bilmez ama o herkese adıyla hitap eder… Büyük  mesafeler katetmiş ama  üzerinde yorgunluk eseri olmayan metafizik bir varlık, sahabeler arasındaki bir yüce öğretmenle müzakere ederek mevcut  bilgiyi  “doğru söyledin”  diye   tasdik edebilmektedir.
  10. Bu arada bana ilk okuma-yazmayı öğreten Atife Bali öğretmenime… ilkokulda “hatırlayabildiğim” ve hâlâ elini öptüğüm Ahmet Gül öğretmenime… Erzincan imam hatipten Bekir Başgöze, Tahir Erdoğan Şahin hocalarıma… Dünyaları değişmeyeceğim hafızlığımızdaki hocam Mehmet Salih Köse’ye Hasan Bozkurt ve Ramazan hocalarıma, Marmara İlahiyattaki Mustafa Usta, Adil Bebek, Mustafa Fayda, Hasan Kamil Yılmaz hocalarım gibi tüm hocalarıma,  yüksek lisans hocalarıma (özellikle Saim Yeprem, Yusuf Şevki Yavuz,  İlhan Kutluer, Metin Yurdagür  ve  merhum Bekir Topaloğlu hocalarıma) , doktora danışmanım merhum Ömer  Faruk Harman hocama  ve diğer zikredemediğim tüm  öğretmenlerime  minnettarım.. Sonsuza sırlananlara rahmet ve mağfiret dilerim.
  11. İlim, hikmet, irfan kâh Hüdhüd’ün kanadındaki mektup kâh Kral Süleyman’a getirilen, göz açıp kapanıncaya kadar getirilen tahtın üstündeki kudret… Kâh İsa Mesih’in kelamındaki yaratıcı şifahi esrar… Ama en çok aciz insanın omuzlarındaki çökertmeyen dik mağfur izzet… Âlimin mürekkebindeki damla… Şehidin şehadet katresi… Devasa ağacın minicik habbesi… Hayatını öğretmekle geçiren bütün canlara binlerce selam…

Mustafa Alıcı, 1969 yılında Erzincan'da doğdu. 1988 yılında Erzincan İmam Hatip Lisesi’nden mezun oldu. Aynı yıl girdiği Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde öğrenciliği sırasında hafız oldu. 1993 yılında İlahiyat Fakültesi’nden mezun oldu. 1996 yılında Marmara üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Dinler Tarihi anabilim dalında doktoraya başladı. Ocak 1996- Aralık 1996 tarihleri arasında bir yıl süreyle İtalya, Perugia'da Yabancılar İçin İtalyanca Üniversitesi'nde ileri düzey İtalyanca dil eğitimi aldı. 1996- 1998 yılları arasında İtalya, Roma’da doktora teziyle ilgili araştırmalarda bulundu. 1998 yılında 3 ay İngiltere'de, Bristol, Birmigham ve Londra'da doktora teziyle ilgili araştırmalar yaptı. 1995- 2010 yılları arasında Rize Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde Dinler Tarihi öğretim üyesi olarak görev yaptı. 2011-2012 yılları arasında Erzincan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekan yardımcısı olarak hizmet etti.2012 yılının yazında üç ay süreyle YÖK bursu ile İtalya’da akademik çalışmalarını sürdürdü. 2013 yılında Profesör olan ve2014 yılında Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı olarak atanan Alıcı, 25 Kasım 2017 tarihinde aynı fakültenin dekanlığına asaleten atanan Alıcı, 24 Nisan 2019 tarihine kadar bu görevi sürdürdü. Alıcı, Evli ve üç çocuk babası olup Arapça, İngilizce, İtalyanca ve Latince bilmektedir. Alıcı halen dinlerarası ve kültürlerarası ilişkiler, İslam irfanı, monoteizm, postmodern din bilimleri konularında çalışmalarını sürdürmektedir. Bazı çalışmaları şunlardır; 1. Dinler Tarihinin Batılı Öncüleri”(2008, 2011) 2. Evrimci Politeizm Devrimci Monoteizm (2014) 3. Din Bilimlerinde Klasik ve Çağdaş Metodolojik Yaklaşımlar (2017) 4. Postmodern Din Biliminin Batılı Öncüleri (Yayımlanmak Üzere)

Yazarın Profili

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir