- Aristoteles “ilk insanın öğretmeni Tanrı olmalı” der. Tanrı ile ilk karşılaşma “ilim” üzerine… İnsanın Yüce Varlık ihtiyacı korku ile değil ilim ile başlar.
- Dinler tarihi, insanın Yaratıcısına hayran kaldığı ilk şey “Sonsuz İlahi Bilgidir” der… İnsan sonsuzluğu/ özgürlüğü ilim ile öğrenir.
- Kur’an’a göre, “Allah, Hz. Âdem’e her şeyi isimleriyle, Hz. Peygamber’e ise bilmediği şeyleri öğretti…” Her şeyi bilmek isteyen insanın aslında hiçbir şey bilmediğini öğrenmesidir…
- Bizim irfan geleneğimizde, biz öğretmek için öğreniriz. Eğitimi irfan yapan da budur… Her insan, bilmediği şeylerin talibi bildiği şeylerin muallimi olmalıdır. Bilgi interaktif bir ilişki gerektirir ve her insanı mutlaka öğretmen ve öğrenci yapar.
- Cehaletimiz, bildiklerimizin değil bilmediklerimizin “ölçüsü” olmalı… Asıl cehalet kendini bilememek hatta en derin irfan olan Rabbe marifetten ırak kalmaktır.
- Sonsuz bilgi karşısındaki kısıtlı bildiklerimiz cehaletimizi kapatmamalı… Her insanın cehaletine cevap verecek bir öğretmen mutlaka bulunur…
- Müslüman, bu çağda sürekli öğrenmeyi ve her daim öğretmeyi aynı anda gerekli… Çağ, mutlak öğretmeni veya doymak bilmeyen öğüten bilgi oburu değil sindirerek uygulayarak öğreten müteallim çağı…
- İslam’da hiçbir sistemde olmayacak biçimde bilgi (ilim), öğretmen (muallim) ve öğrenci (müteallim) aynı kökten gelir… lineer değil devinimsel ve yapısökümsel bir süreci emreder…
- Her geleneğin ilk öğretmen modeli önemlidir; söz gelişi Cibril hadisine göre her muallim, tıpkı dini öğretmeye ve bizdeki bilginin sağlamasına yapan Cibril- Hz. Peygamber dikotomisi gibi olmalı: Yaşlı, bilge ama saçları simsiyah; hiç kimse onu bilmez ama o herkese adıyla hitap eder… Büyük mesafeler katetmiş ama üzerinde yorgunluk eseri olmayan metafizik bir varlık, sahabeler arasındaki bir yüce öğretmenle müzakere ederek mevcut bilgiyi “doğru söyledin” diye tasdik edebilmektedir.
- Bu arada bana ilk okuma-yazmayı öğreten Atife Bali öğretmenime… ilkokulda “hatırlayabildiğim” ve hâlâ elini öptüğüm Ahmet Gül öğretmenime… Erzincan imam hatipten Bekir Başgöze, Tahir Erdoğan Şahin hocalarıma… Dünyaları değişmeyeceğim hafızlığımızdaki hocam Mehmet Salih Köse’ye Hasan Bozkurt ve Ramazan hocalarıma, Marmara İlahiyattaki Mustafa Usta, Adil Bebek, Mustafa Fayda, Hasan Kamil Yılmaz hocalarım gibi tüm hocalarıma, yüksek lisans hocalarıma (özellikle Saim Yeprem, Yusuf Şevki Yavuz, İlhan Kutluer, Metin Yurdagür ve merhum Bekir Topaloğlu hocalarıma) , doktora danışmanım merhum Ömer Faruk Harman hocama ve diğer zikredemediğim tüm öğretmenlerime minnettarım.. Sonsuza sırlananlara rahmet ve mağfiret dilerim.
- İlim, hikmet, irfan kâh Hüdhüd’ün kanadındaki mektup kâh Kral Süleyman’a getirilen, göz açıp kapanıncaya kadar getirilen tahtın üstündeki kudret… Kâh İsa Mesih’in kelamındaki yaratıcı şifahi esrar… Ama en çok aciz insanın omuzlarındaki çökertmeyen dik mağfur izzet… Âlimin mürekkebindeki damla… Şehidin şehadet katresi… Devasa ağacın minicik habbesi… Hayatını öğretmekle geçiren bütün canlara binlerce selam…
Post Views: 258