I
bir çocuğu vurmuşlar
kuşluk vakti
ne kolay söylüyorlar
katili belli
faili meçhul kayıtlarda
yarasını görmedim
kuşlar inmiş başına
oluk oluk göz yaşı
oluk oluk kan
bütün nehirleri zaptedin şimdi
ve haber salın tüm ebabillere
herkesin mi bağlı eli
boşuna saklamayın ellerinizi
kan bulaşmış bir kere
çıkmaz kan lekesi
II
şimdi ölüm
sıkça tekrarlanan
fakat
sesine alışılamayan
bir kelime
öpülesi alnıyla
yalın ayak bir çocuğu
düşünüyorum sonra
susuyor her şey..
III
öldürdüler hikâyeleri
rakamlar kaldı sadece
sekiz bin üç yüz yetmiş iki
iki bin yedi yüz elli
iki yüz kırk bir bin
öyle ki
küsürden sayılıyor artık canlar
canlar ve kanlar
tartılıyordu meydanlarda
hep ağır geliyordu beyaz kan
hileli terazilerde
sonra yağmur indirdi bulutlar
yıkadı şehirleri ve sahipsiz bedenleri
şimdi hangi acıyı dindiririz
bir avuç suyla şifa diye
IV
anneler sararken
hiç emziremedikleri bebeklerini
öperken cansız bedenlerini
teslim edip toprağa
ölümü de öldürüp
tekrar duruyorlar kıyama
ellerinde taşlarla
metal ve baruta karşı
ve yine de Kudüs
mağrur bir kral gibi
çağlardan sesleniyor bize
ben hep Kudüs’üm
ve Kudüs kalacağım diye