İnsan belki de tam olamayacağını anladığı an tamamlanmış olacak yolculuğu. Tam olmanın ona özgü olmadığını anladığı an. Hep tam olma gafleti ile yaşamıyor muyuz?
Eksik yanlarımızla bir bütün olduğumuzu idrak edebilsek ne güzel olurdu?
Bizde eksik olanın bir başkasında tam olmadığını bilebilsek ne değişirdi kim bilir?
Bazen ufak bir eksiklik vardır bazen büyük. Büyük ya da küçüklüğü de eksikliğin mahiyetine göre belirlenmiş türden bir nicelikle.
Hep tamamlamaya uğraşırız o eksik yanı. Bazen bir ömür sürer de bitmez.
Bizde eksik olana dertlenir bir başkasında tam olduğuna imreniriz onda da bizde tam olanın eksik olduğunu düşünemeden.
Mutluluğu eksik olanın varlığına bağlarız. Sadece var olmanın bir mutluluk olduğu gerçeğinden uzak çoğu zaman.
İstediği her şeye sahip olsa acziyetini unutur insan. Eksiklikler bize acziyeti hatırlatmak için vardır esasında. Sen değilsin sahibi her ne ise peşinde koştuğun diyor Yaradan.
Para, makam, sağlık… daha pek çok şey.
Sana sadece emanet. Sen ona sahip olamazsın. Sahip olduğunu sandığın an onunla sınanırsın.
Öyleyse bırakalım tam olma arzusunu. Tam olmaya değil tam anlamaya niyet edelim. Eşyanın hakikatini görmeye niyet edelim.
Sahip olma arzusu değil var olana hak ettiği değeri vermeye çevirelim kalbin yönünü.
Yön değiştirelim gözümüzle gönlümüzle. Dışardan içeriye…
Bir öze dönüş yapalım gerçekten tamamlanmak adına…