Bizimle İletişime Geçin

Edebiyat

Şairin Gör Dediği-3

EKLENDİ

:

İnsan, ciğeri kebapsa olur?

Gözüm ki kâne boyandı,

Şerâbı neyleyeyim?

Ciğer ki odlara yandı,

Kebâbı neyleyeyim?

 

Gözüm kana boyandı, şarabı neyleyeyim? Ciğerim ateşlere yandı, kebabı neyleyeyim?

Şeyh Saffet Efendi’nin gözün kana boyanmasından sonra ifade ettiği ikinci husus ciğerin ateşlere yanmasıdır.

Ciğer nedir? Ateşlere yanarsa ne olur?

Merhum Ali Nihad Tarlan Hoca’nın Fuzûlî Dîvânı Şerhi’nde ciğer kebap ilişkisiyle ilgili oldukça farklı kompozisyonlar görebiliriz. Birisi de şudur: Ciğer kanın merkezidir. Kan ise maddedir. İnsanın maddî boyutunu yani bedenini canlı tutmak için gereklidir. Dolayısıyla ciğer kanın merkezi olması sebebiyle dünyevi yanımızı veya dünyeviliğimizi temsil eder.

Ciğer, kebap olmaya başladığı zaman kanı tahliye etmeye başlar. Bundan dolayı maddi olandan tamamen kurtulur. Hazreti Mevlâna şöyle der: “Su, okyanusa kavuşmak için çamurdan kurtulur.” İşte insanın hakiki vuslatı elde etmesi için beden çamurunun tasallutundan kurtulması lazımdır. Bunun için de ruhu üzerindeki tesirini kırması gerekir. Bu da ondan kurtulması ile mümkündür.

Ciğerin ateşlere yanmasını ateşler de yanması olarak düşündüğümüzde ciğer ateşlerde yanar. Ateşlere yanmak olarak okursak maddi bir ateşten ziyade büyük ıstıraplar, çilelere maruz kalmak olarak anlarız. Büyük çilelere duçar olan âşık kanlı göz yaşları dökmeye başlar. Bir yandan da ciğerleri parça parça olur. Kendisini bu dünyaya bağlayan, Hazreti Mevlâna’nın deyişiyle çamurda tutan bağlardan kurtulur.

Fuzuli hazretlerinde bir beyit vardır ki Şeyh Saffet Efendi’nin göz ve ciğer mazmunlarını bir beyitte toplar. Beyti ve Ali Nihad Tarlan merhumun şerhini arz edelim:

Başa dem düştükçe taksîr eylemez eyler meded

Ol sebebden muttasıl çeşmim ciger kanın sever        (Fuzûlî Dîvânı, gazel 74/3.)

(Dem “vakit” hatıra geldiği zaman hiç kusur etmez, imdat eyler. O sebepten gözüm daima ciğer kanını sever.) Vakit, manevi yolculukta yüksek bir makam ve haldir. Bir hadis-i şerifte şöyle buyrulmaktadır: “Benim Allah ile bir anım vardır ki, oraya ne meleke-i mukarrebin ne de Allah tarafından gönderilmiş bir nebi sığar.”

Hadiste zikredilen o an hatıra geldikçe gözüm, maddeyi yani kanı akıtmak ve temizlenmek ister. Kan ise ciğerden gelir. Hemen ciğer göze kan gönderir. Ciğer kanı aynı zamanda ıstırap ma’nasınadır. Muttasıl (aralıksız) sevmesi, daima o hal içinde bulunduğundandır. Vakit yerine “dem” demesi kan istediği içindir.

 

 

Daha Fazla Yükle

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çok Okunanlar

Pin It on Pinterest