Edebiyat
Tartışmaların Gölgesindeki Güneş: Mevlânâ Celâleddîn
Geçtiğimiz günlerde şahit olduğumuz gibi kadın semazenler ve Türkçe tilavetlerle işin daha da sulandırıldığına şahit olabiliriz. Tıpkı olur olmaz yerlerde semazenlerin boy göstermesi gibi. Ama bunun faturasını Mevlânâ’ya kesemeyiz.
Modern zamanlarda üzerine atılan tüm çamurlara ve tartışmaların gölgesine hapsedilmeye çalışılmasına rağmen Mevlânâ -asırlardır olduğu üzere- bir güneş gibi insanlığı aydınlatmaya devam ediyor. Ne balçıkla sıvanabilir ne de başkalarının gözlerini kapamasıyla ışığından bir şey kaybeder.

Edebiyat
Ramazan Şehri
Oruçtur o hayaleti görünür kılan. Karanlığın içinde omuzlarında seccadeleriyle sessizce yürüyen insanların elinden tutan o hayali. Sonra Ramazan biter ve biz biraz fitreyle onu tamamen sileriz. Bayram ona da gelir mi o zaman? Fabrikalar düdük çalarak kutlar mı bunu? Çiçekler gürültüyle açar mı, neşeyle tüter mi buğu topraktan?
Edebiyat
Edebiyat Dünyasından İlginç Anekdotlar
Karakoç anlatıyor: “Bir gün de, Necip Fazıl Bey’le birlikte, Ulus’taki Meydan Palas’ın salonunda otururken, üstat, Yenişehir’deki bir mağazada bir yelek gördüğünü, onu almağa heveslendiğini, mağaza sahiplerinin 52,5 lira istediklerini, kendisinin 50 lira verdiğini, fakat anlaşamadıklarını söyledi. Bana “şu 50 lirayı al, o yeleği mutlaka al gel” dedi. Parayı alıp gittim. Aksilik bu ya, üzerimde 2,5 lira kadar para bile yoktu. Mağaza, iddialı bir mağazaydı. 52,5 liradan bir kuruş aşağıya inmedi. Fakülteye gidip borç bulmam için zaman kâfi gelmezdi. (Sezai Bey, o zamanlarda Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin Cebeci semtindeki yurdunda kalmaktadır) Yeleği almadan da dönmek istemiyordum otele. Bir büfeye atkımı rehin bırakarak borç aldım. Yeleği alıp yaya olarak otele döndüm. Üstat memnun oldu. Nasıl aldığımı da hiçbir zaman bilmedi.”
Edebiyat
Hilalin Yüreğinde Kutlanan Sevda
Gözbebeklerimden söküp göz ağrımı/ Gönül gözüme kazıdım/ Göz değmesin diye./Sevdamı sevgi ülkesine gönderdim/Nefrete baş eğmesin diye./ Bıraktım hiç duyulamayan/ duygulara/ Hüzün gecelerinin yalnızlığını./ Bir serçe kadar hür ve narin, /Güvercin gerdanlığı gibi masum7 Ak sevdalara dağıttım hüznün esrarını.
- Edebiyat-
Köy Odaları ve Çekirge
- Edebiyat-
Yağmur
- Dünyanın Renkleri-
Yakındaki Uzak, Uzaktaki Yakın: İran
- Şahsiyet-
Bosna’lı Bir Âlim: Muhammed Tayyib Okiç
- Düşünce-
Dijital ve Sanal
- Dünyanın Renkleri-
Türk Dünyasının Ruhanî Astanası: Türkistan
- Kültür Sanat-
Saliha Gül’ün Vefatına Tarih
- Din ve Hayat-
Ezan ve Bayî Kudsî İçin