Bizimle İletişime Geçin

Düşünce

Big Para -1

Kapitalizmin doğurup büyüttüğü ve tek varisi olarak ilân ettiği dijital teknoloji, kendisini var eden sahibini (kâğıt sermayeyi) tarih sahnesinden silip atmak üzere gün saydırmaktadır. Teknoloji, ispatçı bilimden farklı olup, bilimin fersah fersah önünde yürür; ahlâkî ilkeleri yoktur ve ileride yapay zekânın yazacağı (belki de yazdığı) dijital felsefe alt yapısına sahiptir.

EKLENDİ

:

İnsanlık tarihinin başlangıcından günümüze kadar genellikle otorite “Peygamberler, hükümdarlar, sultanlar, krallar, zorbalar, devlet, ordu veya kanunlar” olmuştur. Bu tarihsel birikimin bir sonucu olarak parçalanamaz yapıya sahip kavi geleneksel otorite katmanları, katı olan her şeyi buharlaştıran demokrasiyle karşılaşınca diğer bir deyişle yeni dünya düzeninin kapitalist küresel yapısı karşısında dijitalleşerek değişime uğradı. Dijital yönetişim aslında sessiz ve sedasız bir şekilde adı konmasa bile tüm yönetim sistemlerinin kanına yerleşmiş durumdadır. Yapısındaki insan aklının çıkarımlarını veya Tanrı buyruğunun yerine 0-1 dijitleri giren “otorite”, dijital etki karşısında varlığını içten kaybederek sönmeye ve yıkılmaya başladı.

Kapitalizmin doğurup büyüttüğü ve tek varisi olarak ilân ettiği dijital teknoloji, kendisini var eden sahibini (kâğıt sermayeyi) tarih sahnesinden silip atmak üzere gün saydırmaktadır. Teknoloji, ispatçı bilimden farklı olup, bilimin fersah fersah önünde yürür; ahlâkî ilkeleri yoktur ve ileride yapay zekânın yazacağı (belki de yazdığı) dijital felsefe alt yapısına sahiptir. Bilim, bir yenilik üzerinde kuramsal altyapısını bir süreç içinde etik ve metodolojik epizotlarla tamamlamaya dursun dijital teknoloji üreticileri o sırada o bilimsel sonucu sorumsuzca ve göz alıcı yeniliklerle piyasaya sürmek üzere dünya pazarlarını paylaşıyorlardır.  Buna da teknoloji yarışı denmektedir.

Nasıl geçmişte kuralları kartların sahipleri koyuyordu ise yeni dünya düzeninde kuralları “teknoloji ve big para” koyacaktır. Önümüzdeki yılların yönetim biçimi olacak sistem ise “dijital anarşizm yada dijital kaosizm ” dir. Bu düzen ise “kaotik, bilinmezlik, entropi ve  dijital güçlü olanın yaşama hakkının olması” ilkeleri ile varlık bulacaktır.

Ayrıca kara kıta Afrika’nın yaklaşık 1 milyar çocuğu ve Çin’in dünya görmemiş ve fakat çalışıp para kazanmayı öğrenmiş halkı yaşamlarını sürdürmek için ya ülkelerinde yeni iş alanları bulacaklar veya göç edecekler. Özellikle başta İstanbul olmak üzere dünya başkentlerine giden Afrikalı göçmenler bir büyük göçün öncüsü gibi durmaktadır. Gelen insanlar vakit kaybetmeden hemen iş ortamına girmeye ve toplumla kaynaşmaya çalışıyor olması önemli bir göstergedir. Ülkemizde veya gittikleri ülkelerde önce iş, aş sonra eş bulup yer yurt edinmeye çalışıyorlar. Ortak din ve tarihî mirasın rahatlığını hissederek ülkemize daha fazla bir rağbetin olacağı şimdiden gözükmektedir.

Komünist Çin, Afrika’nın aksine ciddi nüfus kontrolü yapmanın yanında halkına uğraşacağı iş bulmuş, atıl iş gücünü ucuz iş gücüne tahvil ederek dünya piyasalarında Made in Chaina rüyasını gerçekleştirmiştir. Amerikan rüyasına benzer bir rüya da Çin standartlarında gerçekleşmiştir. Çin, ucuz insan gücünü dönüştürürken kapitalist dünya gülüp geçmiştir ama aradan geçen 10-15 yıldan sonra bu gülmenin dünyaya ne kadara patladığının hesabın hâlâ yapılamamaktadır. Bu gülüşün bedelini Çin’in sahip olduğu trilyonlarca dolar rezervlerinden ve satın aldığı uluslararası ticaret limanlarından görülebilir. Çin, ucuz insan gücünü ucuz malzemeye tahvil etmenin yanında sakladığı başka bir sürpriz paketi daha var: Çinli Big Data şirketleri. Şu an tahminlere göre Big Data’da devasa kaynağa sahip Çin, bu piyasada korkutucu bir şekilde sessiz kalmaya devam etmektedir. Bundan dolayı Batılı rakipler daha fazla çalışmaları gerektiği zehabına kapılarak yüzlerce yazılım şirketini ucuz-pahalı demeden bünyelerine katarak Çin’e tepki veriyor. Örneğin beşli kartel, sayıları binleri çok geçen meşhur büyük teknoloji şirketlerini satın almaları, alınan firmaların teknoloji, yapay zekâ, uzaycılık, sağlık ve pazarlama şirketi olması, kartelleşme çalışmalarının nasıl sessiz ve derinden gittiğinin göstergesidir.

Beşli Büyük olarak bilinen “Google, Facebook, Amazon, Apple, Microsoft”  Birleşmiş Milletlerin 5’lisine benzer beş teknoloji şirketinden oluşur. Çin menşeli Alibaba şirketi bu şirketlerden bir ya da bir kaçından daha büyük olmasına rağmen ne yaparsa yapsın bu beşli arasında sayılmamaktadır. Çünkü Alibaba Çinli bir kişinin şirketidir. Dünyanın mevcut kâğıt ve dijital parasını yöneten Beşli, 20-30 yıl içinde dünyada 9-10 milyar insanın yaşayacağını, bu sayıda insanı yedirip içirme, giydirme, seyahat, iş olanakları, sağlık vs gibi temel ve genel yaşam sektörlerinde el ile yapılan yada otomasyon dışı hizmetlerle çalışan arkaik sistemlerin dijitalize edilmiş insanlığa cevap verilemez hale geleceğini çok iyi bilmektedir.

Küresel ölçekte kartelleşmenin önlenmesi ABD’deki duyarlı  (!) yöneticilerin “çok büyüdünüz, küçülün” demesinden geçer. ABD’li şirketlerin başvurusu ile çalışan “kartel yasası” ile bu devasa şirketlerin küçültülmesine çalışılır. Gerçek aslında bir göz boyamadır: Bu anlaşmalı parçalanma, adı ve muhasebesi farklı, fakat kazancı tek bir kasaya giden 3-5 şirkete bölünmek anlamındadır. Bu aslında big para’nın tahrip edici çirkin yüzünün insanlardan saklanması anlamına da gelmektedir. Bu saklama yine batı normlarında insanlığa karşı vahşice ve gizlice yapılmaktadır. Bu durum ahlâki ve toplumsal sorun olarak da görülmemektedir. Netice itibarıyla Amerikan halkı ve köşe yazarları itiraz ederlerse antitröst yasası devreye girer; bu şirketler değişik isimlerde parçalara ayrılır; ayrılan şirketler aslında tek elden yönetilmeye devam eder; ama hesapları ayrı olduğu için tröst olmazlar. Bizim tarafa yansıyan gerçek yüz ise tamamen şudur: “Bu şirketlerin hepsi big data şirketidir” ve dünyayı yönetmek için canlarını feda etmiş canlı bomba teröristleridir.

Çok Okunanlar