Bizimle İletişime Geçin

Genel

İçimizde Üşüyen Çocukların Diyarı

Suriye’deyiz. Emperyalist güçlerin yüzyıl önce cetvelle çizdikleri sınırdan Türkiye’ye giriyoruz. Yorgun, bitkin bir şekilde sıcak bir yer bulup oturuyoruz. Ancak içimizde üşüyen çocuklar var, ısınamıyoruz. Suriye’de çocuklar çok üşüyor.Ah Suriye, dinmeyen sızımız…

EKLENDİ

:

Suriye’deyiz.

Burası medeni dünyanın kör numarasına yattığı yer.

Burası hak, hukuk, adalet ve özgürlükten bahseden ikiyüzlü dünyanın tüm yalanlarının ortaya döküldüğü yer.

Burası, suskun dünyanın gözü önünde küçük çocukların büyük silahlarla katledildiği yer.

Burası, ABD ve Rusya gibi haydut güçlerin kendi çocuklarının daha lüks bir yaşam sürmeleri için tüm Suriyelileri katletmeyi göze aldığı yer.

Burası, batılı şer güçlerin ümmeti Muhammed’in buradan dirileceğini bildiği için tüm lejyonerlerini sahaya sürdüğü Bilad-i Şam toprakları.

Dedim ya Suriye’deyiz.

Uzadıkça uzayan çadırların yanından geçiyoruz.

Yanından değil, içinden geçiyoruz, kendimizden geçiyoruz.

Tarlalarının bir köşesine birer inci gibi kondurdukları taştan evleri birer harabe yığını şimdi, ne kapısı kalmış ne yeşil bir dal.

En son ne zaman mesut bir an yaşadılar o güzelim avlulu evlerde?

Eş dostla buluşup koyu bir muhabbete daldılar, yemeklerini afiyetle yiyip kahvelerini içtiler.

İnsan.. düşünmeden edemiyor.

Babaların genç yaşta bellerinin büküldüğü bir keder diyarı burası artık. Annelerin yüreği kan revan..

Çığlıklarla, çırpınışlarla inadına bir tutunma çabası, bombaların, tankların gölgesinde solan bir çiçek..

Bir de günahsız çocukların gözlerinde okunan beddualar, lanetler..

Suriye’deyiz.

Gecenin karanlığında ilerlediğimiz yol dünyanın gidişatına ne kadar da benziyor!

Elektriklerin kesik olduğu muhitlerde ay ışığı yolumuzu aydınlatıyor.

Allah var gam yok diyoruz.

Bütün çadırlardan aynı sözler yükseliyor göğe doğru.

Suriye’deyiz.

Ölüm kusan silahlar altında yurtlarında kalmakta direndiler, bugün biter yarın biter derken daha da büyüdü acıları. Bir bir tükendiler, yokluğa, soğuğa, açlığa sürüklendiler. Sevdikleriyle beraber evlerini de kaybedince tutunacak dalları kalmadı. Türkiye sınırında derme çatma çadırlarda yaşam mücadelesi veren mazlum bir halkın sessiz ağlayışları, iniltileri doldu kulaklarımıza, kanadık..

Ey hikmetinden sual olunmayan Allah’ım, bunun büyük bir imtihan olduğunu biliyor ve inanıyoruz.

Elbette zalimlerin ne denli korkunç yaratıklar olduğunu, Burûc sûresinde ateş dolu hendeklere Allah’a inandıkları için müminleri atan ve hendeğin etrafında oturup onları seyreden ashâbü’l-uhdûd’tan çok iyi tanıyoruz.

Ancak bu yaşanılan zulümlere seyirci kalmanın Müslümanlara asla yakışmadığını da biliyoruz.

Susuyoruz.

Suriye’deyiz.

9 yıldır asrın en büyük Firavununa kafa tutan çaresiz insanlarla beraberiz.

Özgürlüğü istedikleri için lüks evlerini bırakıp çadırlarda yaşamayı kabullenen onurlu insanların yanındayız.

Yıllardır yoksulluk ve sefalet içinde ayakta kalma mücadelesi veren güzel insanların yanındayız.

Suriye’deyiz.

Emperyalist güçlerin yüzyıl önce cetvelle çizdikleri sınırdan Türkiye’ye giriyoruz.

Yorgun, bitkin bir şekilde sıcak bir yer bulup oturuyoruz.

Ancak içimizde üşüyen çocuklar var, ısınamıyoruz.

Suriye’de çocuklar çok üşüyor.

Ah Suriye, dinmeyen sızımız…

Çok Okunanlar