Bizimle İletişime Geçin

Din ve Hayat

Regaip Kandili: Rağbetimiz Rabbimize Olsun

Regaip Kandili; bizlere, hayatın sonsuzluk okyanusunda buluşmak üzere akıp gittiğini ve geride sadece Allah’ın rızasına uygun iyi ve yararlı amellerin kalacağını bir kez daha hatırlatan, nefsimizin sonu gelmez heves ve arzularından uzaklaşarak özümüze dönmemizi sağlayan mübarek bir zaman dilimidir. Bunun için de önce kendi var oluşumuzu anlamlandırmak, iç sorgulama yapmak, Cenâb-ı Hakk’a yürekten yönelmek, işlediğimiz hata ve günahlardan dolayı pişmanlık duyarak O’ndan af dilemek, onları bir daha işlememek için kararlı bir duruş sergilemek ve istikamet sahibi olmak gerek.

EKLENDİ

:

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla…

Kandiller; ışıklarıyla sadece karanlık gecelerimizi değil, aynı zamanda manevi feyziyle de daralan gönüllerimizi aydınlatan, zihinlerimizi berraklaştıran gecelerdir.

Kandiller; öze dönüşün, Yüce Yaratanımıza yürekten yakarış ve yönelişin, günahlarla kirlenmeye yüz tutmuş gönüllerimizi arındırmanın, geçici olanla kalıcı olanı fark etmenin, kalp gözümüzü açıp gönül dünyamızı temizlemenin fırsatı olan, nefsin yanıltıcı arzu ve isteklerinden uzaklaşmanın imkânlarını sunan kutlu zaman dilimleridir.

Kandil Gecelerini ihya etmek, gönlümüzü ihya etmektir.

İşte Recep ayının ilk Cuma gecesi de kandiller geçidi olan üç ayların müjdecisi, Recep ayının ilk Cuma gecesi ve Kur’an ayı Ramazan’ın habercisi Regaip kandilidir.

Aslında müminler için tüm zamanlar, günler, geceler, haftalar, aylar ve seneler, Allah’a kulluk şuuruyla ve Rabbimizin rızasına ermek amacıyla yaşanır. Ancak her yıl gelen Regaip gecesi, üç aylar olarak bilinen ve manevi coşkunun daha yoğun yaşandığı müstesna zaman dilimlerinin başladığını  haber verir. Kur’an ve oruç ayı Ramazan-ı şerifin müjdesini getirir. Günahlardan arınmak için sunulan imkân ve fırsatları; Rabbimizin sonsuz rahmet ve mağfiretini bizlere hatırlatır. Her yıl gelen Regaip gecesi rahmeti, bereketi ve mağfireti bol Üç Ayların manevi iklimine girildiğinin habercisidir.

Allah Resulü (s.a.s) şöyle buyurur:

“Beş gece vardır ki, onda yapılan dua geriye çevrilmez: Recep ayının ilk, Şaban ayının onbeşinci, Cum’a, Ramazan ve Kurban bayramı geceleridir.” (Abdurrezzak, el-Musannef, IV, 317, Hadis No: 7927)

Regaip Kandili; zamanın ve mekânın hakkımızda şahitlik yapacağı adalet ve hesap günü geldiğinde hesabını verebileceğimiz bir maziye imza atmak, bizden sonraki nesillere hayırla yâd edileceğimiz iyi bir gelecek ve yaşanabilir güzel bir dünya bırakmak için muhasebe vaktidir.

Regaip Kandili; bizlere, hayatın sonsuzluk okyanusunda buluşmak üzere akıp gittiğini ve geride sadece Allah’ın rızasına uygun iyi ve yararlı amellerin kalacağını bir kez daha hatırlatan, nefsimizin sonu gelmez heves ve arzularından uzaklaşarak özümüze dönmemizi sağlayan mübarek bir zaman dilimidir.

Bunun için de önce kendi var oluşumuzu anlamlandırmak, iç sorgulama yapmak, Cenâb-ı Hakk’a yürekten yönelmek, işlediğimiz hata ve günahlardan dolayı pişmanlık duyarak O’ndan af dilemek, onları bir daha işlememek için kararlı bir duruş sergilemek ve istikamet sahibi olmak gerek…

Regaip Kandili; geleceğe, istikbale yönelik arzu ve isteklerimizi, emel ve tutkularımızı gözden geçirme imkânı veren, her türlü rağbetimizi iyiye, doğruya, güzele, faydalı olana, hakka ve hakikate ve Rabbimize yöneltmemiz, bütün işlerimizi O’nun rızasına uygun hale getirmemiz gerektiğini hatırlatan kutlu bir gecedir.

Regaip… Allah’ın mağfiretinin, engin lütuf ve kereminin üzerimize sağanak sağanak yağdığı bir rağbet gecesi… İstek, arzu ve beğenmedir rağbet… İnsan rağbet ettiği değerlere göre rağbet görür. İçtiği kaynağın berraklığına göre berrak sözler söyler.

Mevlânâ “Nereye gidiyorsun sen? İşte o’sun sen.” der. Vahye râm olan vahiyden bahis açarken, kötülüğe rağbet eden de kötüye vurgu yapar. Kısaca rağbet ettiğini heceler insanoğlu.

Peygamberler tarihi, rağbet edenler ile rağbet görenlerin hikâyesidir.

Nuh’un çağrısına ‘evet’ diyenlerin rağbeti ile ‘hayır’ diyenlerin rağbeti.

Hz. Musa’nın sabırlı davetine rağbet edip denizi onunla geçen, geçtikten sonraki davetine ise rağbet etmeyenlerin öyküsü.

Rabbinin burhanı sayesinde harama rağbet etmeyen Yusuf’un (a.s.) rağbet etmemesi de bir rağbet.

“Bir elime ayı bir elime güneşi verseniz yine davamdan vazgeçmem.” diyen Peygamberimiz (s.a.s.)’in dünyalık tekliflere rağbet etmemesi de bir rağbet. Yüce Allah, bizim neye ve kime rağbet edip yönelmemiz gerektiğini şöyle açıklıyor:

“Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Râsulü’nün çağrısına uyun…” (Enfal, 8/24)

“Eğer onlar Allah ve Râsulünün kendilerine verdiğine razı olup, ‘Allah bize yeter, yakında bize Allah da lütfundan verecek, Râsulü de. Biz yalnız Allah’a rağbet edenleriz.’ deselerdi (daha iyi olurdu).” (Tevbe, 9/59)

“Boş kaldın mı hemen (başka) işe koyul ve yalnız Rabbine rağbet edip O’na yönel.” (İnşirah, 94/7, 8)

Öyle ise Rağbetimiz başkaca hiç bir şeye değil, sadece O’na olsun ki, her gecemiz Regaip olsun.

Şimdi sarsılan ruhi dünyamızı onaracağımız, kalbî seviye kazanacağımız, hayatımızı yeniden gözden geçirmemize vesile olacak bu kutlu iklimin eşiğinde niyazımız, Peygamberimizin mübarek dilinde ifadesini bulan ve üç aylarda yaptığı şu dua olsun:

“Allah’ım! Recep ve şabanı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan’a kavuştur.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 259; Taberânî, el-Mu’cemü’l-evsat, IV, 189)

Çok Okunanlar