1. Anasayfa
  2. Edebiyat

Sorumluluk-Akış-Esneme

Sorumluluk-Akış-Esneme
0

Şuuraltı Notları-14

 

Olsun bakalım, bugün belki kahkahayla gülerim, belki gıdıklarım, belki gıdıklanırım… Eh o zaman… Kim bilir ağlarım sonra, iplerim gevşer, toz dumana karışır, karanlık bir gece başlar, ben de mumlarını yakarım… İçimizden geçen ırmakların hışırtısı var, ben gabiyim, zor anlarım, rüzgâr gibi dallarıma dokunulmalı ki, ses vereyim…

Sevgili yıldızlarım, oralarda havalar nasıl, üşüyorsunuzdur umarım… İki üç gündür soğuk var, yağmur yağacak diye bekliyorum, dün gece biraz yağdı, hava puslu ve bungun, ruhumun kabız hallerindeyim… İçimde melankolizm kol geziyor… Bahar dürtüyor, dürtüklüyor, yıldızlar göz kırpmak istiyor, uzaklara, çok uzaklara çok yakından bakıyorum bu defa gözüm kamaşıyor… Genişlikte ferahlık var derler… Bilmem ki nedir? Ağzım uçan kuşları tutmak istiyor, dilimin takati yok… Bilmem siz ne dersiniz… Ayağınız yerden/topraktan bir kesilse belki uçarsınız melek kanatlarınızla… Belki de siz bir “nimpa”sınız “kiklop”lar ülkesinde… Bir bilge demişti ki: adları dört yol ağızlarına yazdılar, kimse o yollardan geçemedi, okuyamadıklarından..şaşırıp kaldılar dağ başlarında..birisi geldi, intihara sevdalıydı, tuttu, en uzun yolu seçti, o yaşadı, yaşamı seçenler kayboldu gitti…

Hüzne sahip çıkılmalı elbet, dedi “ışık”. Lakin, o’nun nefesisiniz.. Buradaki sorumluluğumuz ne icara verilebilir ne de ihale zarfı atılabilir, çok gülümseyin e mi… Üşenmeyin ve ertelemeyin… Şairle söyleşince şairliğe özendim, ya Rab, af ile… (çok bilmiş cadı-kim şairlerle ödeşmek ister ki, hiç kimse…)

Ah benim ruhu revanım, kendi ruhunu üfleyen cadı olsun yeter ki, melek olsa, melekler hata bilmezler, ama o cadı ki, geçmişi görür, anı yaşar, geleceği hisseder, o en büyük melektir…

Söylenenleri duymazdan gelsem olmaz, duysam içim küser, yağmur ol desem yağar, kar, tipi/boran desem, beni boğar, tabii ki başın ağrımaz mı dişini çekmekten…

Ey evrensel ışık, “gülümse” diyorsun bana, “esne diyorsun”, “akışa” sığın, “Rabbinle seviş”, ben haddimi aşarak, klişe bulgularla, kafamın tak dediğini pak eylemeyerek sarfettiğim hiçlik sözlerime iyi bir kinayedir… Esnemek gevşek ruhlulara ve uyku bezirganlarına mahsustur, biz uykusuz gelip uykusuz ölenlerdeniz, uyursak, uykuda ancak esneriz, dediğim için… Ben kendimi arıyorum, çiçek görünce açılıyor, duman görünce kıvranıyorum… “hadi gülümse”… Gülümsedim, gülücükler yolladım, beni gülerken görsün diye, bana kıymeti ve kıyameti hatırlattığı için mahcup oluyorum, eksik lügatimi tamamlamam gerek, kırmam gerek klişeleri ve tüm putları, soyunmam gerek acizlik elbiselerinden, “Yaradana borcun vardır, hafife almayasın” dediği için, “halifesin, dilediğince oynayasın” Oyyy, oy, tutsam uğurlu elleri, öpsem mum kokan parmakları, yaksam inceden ve kırılgan, sabahlara kadar ışısa, memnuniyeti memnu’niyetim olsa, emin ve güven verici bir kudret karşısında muhabbet bana geçse…

Biz Kevser şarabıyla yıkanmışız diyerek, kalubeladan beri ıslak gelmişiz ıslak gideriz, attım bunu bir kenara ezberleri bozarak, ah benim kafasız kafam, aylak parmaklarım, içimin yol bozanı..doğru ya, siz klişeleri hiç sevmezsiniz…

“Selamım göğsünüze nişan ola!”

Tam hedef, tam isabet gözü kör eden ışık, sorumluluğu ve selamlığı baş üstüne kabul ettim, öptüm acıyan kırık-dökük bileklerden…Sonra, sonrası hiç kolay değil kiminin yaşam denen şu cenderesinde… Benim öyle ahım şahım bir kalbim olsun isterdim, kanlı bıçaklı, kusurlu yanlarımın haddi hesabı yok, boyumu aşan labirentlerimde yok oluyorum, üşümelerimi üst üste eklerim, günahlarımı, günahımı örtemeyen kısa bir çulumdan gayrı mintanım bile yok… İçimdeki diyor ki: akışı içinde sakla, esnemeyi ve sorumluluğu hatırla, yola çıkacaksan üç güven içinden geç öyle çık… Işık şavkıdı ve şöyle dedi: Korkunun ecele faydası olmayacaktır şair! Işık her yere yayılır.

1962 yılında Muş/Bulanık doğumlu. Cağaloğlu’nda yıllarca basın yayın alanında çeşitli yerlerde bulundu. Dergilerde çalıştı, yayın yönetmenliği ve yazı işleri müdürlüğü yaptı. Birçok sanat-edebiyat, kültür dergilerinde yazdı. İstanbul’da Kardelen dergisini yayınladı. 1995 yılında Van’a yerleşti. Haftalık ve günlük yerel gazeteler çıkardı. Hazan sanat edebiyat dergisini kurdu, uzun yıllar bu dergiyi yayınladı. Seyir ve Beyaz Gemi dergilerini Vefa Taşdelen’le birlikte çıkardı. Ülkenin her tarafında çıkan dergilere katkı sunmaya devam ediyor. Van Belediyesinde uzun yıllar Basın Yayın Danışmanlığı ve Van Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanlığında Genel Yayın Koordinatörlüğü yaptı.   Yayımlanmış Kitaplarından Bazıları   Şiir Kerbela ey Kerbela (1989) Oralarda Bir Yerde Yüreğimi Bırakıp Gelmiştim (1990) İstanbul Sokakları (1993) Ebced (1995) Epopeler (1996) Kır Çiçeklerinin Ağıtı (1997) Gece Sağanakları (2000) Yalnızlık Gridir Biraz (2003) Düşlerden Aldım Adımı (2008) Gece Sağanakları (Toplu şiirleri-ilk sekiz kitap, 2006) Zaman Gergefinde Kitabeler (Toplu Şiirleri-ilk 9 kitap, 2013) Canana Şiirler (2014) Canın Notasız Son Şarkıları (2016) Deneme Erguvanî Yazılar (2005) Şuuraltı Notları (2015) Öykü Burada Deniz Vurgun (1993) Üç Yağmur Masalı (1999) İçinde Eylül Biriktiren Kadın (2012) Düş Zamanı Öyküleri (2016) Hazanda Ölüm Olmaz Bir Çiçek Açadursa (2017) Roman Nemrudun Eli –tarihi roman- (2019) Zagros Çığlığı –tarihi roman- (2017) Hattuşaşlı –tarihi roman- (2017) Dört Şehir Dört Kapı (2016) Tuşba Yolunda –tarihi roman-(2014) Tuşbanın İncisi Semiramis –tarihi roman-(2012) Savunma (1995) Yurdunu Arayan Ölüm (1994) Ay Karanlıktı (1993) Mazlum Halepçe (1990) Günce Bilgenin Günlüğü (2011-2017)

Yazarın Profili

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir