yapay bir intiharı kuşanıyorum
saatlere itimadım kalmayalı
göçünü unutmuş
göçmen kuşlara imreniyorum
yüreğimde ve fakir odamda
onunla uyanma faslı biteli
bir karınca ordusu çekilirken yollardan
sular doldurur boşalan mevzileri
bir yavru serçe düşerken yuvasından
annesinin bağrından yolunur tüyleri
defterlerinden silinmez yazılar
dökülür mürekkepler de
birbirine karışmaz satırlar
gün olur
sular kararır
gece ağarır
taşların da kalbi vardır
güneş dağılır
yıldızlar toplanır
dağların da vicdanı vardır
gamzenden su içer kuşlar
zihnimde iki akrep barışır
bütün girdaplar bulanır
dalgalar savaşa karışır
bırakır sahillere
bütün öksüz yalnızlıkları
bir hesabı kapatır
yüzümün her kırışığı
yazgım okunur
alnımın tam ortasından
her bir harf saplanır dimağıma
soğuk bir kurşun gibi
tüm hücreleri dağılırken beynimin
harf harf ismin toplanır
gecenin de sabahın da
bir sahibi vardır
kalbinde umut taşır
örümcek ağındaki her sinek
yarınını kuşanır
kanadı kırılsa da her kelebek
başağına gebedir
her buğday tanesi
toprağın da bir hesabı vardır
mektuplar pulsuz kalır
şaşırır adreslerini
sular acır
ve her kuyu
kendi Yusuf’unu doğurur
benimse tüm sırlarımı
bir kar tanesi taşır
7 Kasım 2021 – Trablusşam/Lübnan