Fatma Zehra Güneyin
Biz, hepimiz, belki herkes birbirimizi yavaş yavaş öldürüyoruz!
Anlamadan, düşünmeden, fark etmeden, hissetmeden öldürüyoruz…
Söylediklerimizle, söylemediklerimizle…
Yaptıklarımızla, yapmadıklarımızla …
Zihnimizden geçirdiklerimizle, kalbimizle hissettiklerimizle…
Ve hatta bakışımızla… Belki de en çok da bakışımızla birbirimizi yavaş yavaş öldürüyoruz…
Bir güzel sözü çok görmekle, bir şefkatli bakışa muhtaç etmekle …
Huzur verecek bir andan mahrum etmekle…
Sükunet verecek bir sarılışı birbirimize çok görmekle…
Verdiklerimizle, vermediklerimizle, sahip olduğumuz her şeyin gerçek sahibi kendimiz zannederek bir türlü veremediklerimizle…
Bazen bir elin sıcaklığını, bazen sevgi katılmış bir kap yemeğin sıcaklığını, bazen de ruhumuza serpecegimiz bir tutam şifayı çok görmekle…
Bazen anlamamak için direnmekle, bazen kibrimizi yenip kendimizden başka kimseyi sevmemekte ısrar etmekle birbirimizi yavaş yavaş öldürüyoruz…
Bazen de birbirimize kör ve sağır kalışlarımızla adım adım, yudum yudum, zehri yavaşça zerkedercesine birbirimizi öldürüyoruz…
Kim bilir belki de tüm bu saydıklarıma kendimiz muhtacız da kendi kendimizi öldürüyoruzdur…