Bizimle İletişime Geçin

Kitap

İnce Memed 1

İnsanlık var olukça ağalar bitmeyecektir. Ağalık şekil değiştirse de asıl hep aynı kalacaktır. Sömürü düzenlerinde ağalar belki şapkalı değil takım elbiseli, spor kıyafetli olabilirler ama her zaman ellerinin altında olanları köle gibi kullanırlar. İnce Memed sömürü anlayışına başkaldırının sembol ismidir. Çukurova’nın yeni eşkıyası İnce Memed köylülerin umudu, zalim ağaların, baskıcı düzenlerin korkulu rüyasıdır.

EKLENDİ

:

Yazar Yaşar Kemal’in, YKY’dan çıkan kitabı, köydeki ve şehirdeki eşkıyalara karşı dağdaki eşkıyaların verdiği mücadeleyle birlikte İnce Memed’in Hatçe’ye olan aşkını anlatmaktadır.

Kitabın başkarakteri İnce Memed’in eşkıyalığa giden serüvenini konu alan roman, yazarın yerel dili iyi kullanması ve olayları yaşanıyormuşçasına canlı anlatması okuyucuyu kitabın içine çekmektedir.

Kötülüğe, zulme, haksızlığa karşı çıkılmadıkça zalimin daha da azacağını Abdi Ağa karakterinde açıkça görmekteyiz. İlk sıralar köylüye ve İnce Memed’e cehennemi yaşatan Abdi Ağa, İnce Memed’in silahla tanışıp eşkıya olarak dağa çıkmasından sonra kaçacak delik arayan bir fareye dönüşünü yazarın etkili anlatımında görmekteyiz.

İnce Memed dağa çıkarken Süleyman Emminin ona fısıldadıkları aslında eşkıyalığında bir raconu olduğunu göstermektedir.

“Suçsuz adamı, az suçlu adamı, parası için adamı öldürürsen iki elim yakanda olur.” sözleri aslında o zamanlarda insanların dağa çıkma sebebinin yaşanan haksızlıklara, adaletsizliklere karşı olduğunu göstermesi açısından önemlidir. İnce Memed’in adam öldürmeyeceğine dair söz söylemesi üzerine Süleyman Emmi; “Eğer bir Abdi Ağa’ya daha rastlarsan, onu da öldürmezsen gene iki elim yakanda olsun.” diyerek farklı bir mesaj vermektedir.

Kitapta öne çıkan ana düşünce zorbaların ancak güçle, başkaldırıyla, haksızlığa karşı verilen mücadeleyle yola geleceğini, yumuşaklıkla, itaatle daha da azacaklarını belirtmesidir.

Kitapta Anadolu insanının anlayışına uymayan bir yaklaşımı İnce Memed’de görmekteyiz. İnce Memed, sevdiği kız Hatçe’nin zorla, ağanın yeğenine verilmesine tahammül edemez. Kızı kaçırır. Ancak kaçırdıktan sonra bir mağarada nikâh kıyılmadan ona sahip olması bir okur olarak beni şaşırttı. Anadolu kültüründe bir insan, nikâh yapmadan ona dokunmaz. Aralarına ya kılıç ya da silah koyarak bu vuslatı düğün derneğe bırakacaklarını belirtirler.

Ancak kitap kahramanlarının kaderini yazarlar belirlediği için burada İnce Memed karakteri üzerinden Yaşar Kemal’in bu anlayışı normal gördüğünü anlayabiliriz.

Kitapta yalancı şahitliğin ne kadar kötü olduğunu Hatçe’ye kurulan komploda görebilmekteyiz. Abdi Ağa’nın kölesi olan köylüler, Veli’yi, Hatçe’nin vurduğunu söyleyerek onun suçsuz yere mahpus damına düşmesine neden olurlar.

İnce Memed, Deli Durdu ile tanıştıktan sonra onun çetesinde eşkıyalığa başlar. Ancak onun tarzını hiç beğenmemektedir. Yolunu kestiği insan kim olursa olsun malını, parasını aldıktan sonra donlarını başlarına geçirip yola öyle çıkartır. Bu, İnce Memed’in ruhunda fırtınalar estirir. Çünkü kendisi haksızlığa karşı dağa çıkmıştır.

İnce Memed, Deli Durdu’ya ta Saçıkaralı Aşiret Ağası Kerimoğlu’yla karşılaşana kadar tahammül eder. Bütün ağaların kötü olmadığını onda görür. Onun kendilerine yaptığı iyilik vefayı gerektirmektedir. Zor zamanında İnce Memed’e yardım elini uzatan Kerimoğlu’nun zenginliği Deli Durdu’nun gözlerini döndürür. Onun çadırına baskın yaparak, onu ve ailesini yaralayarak altınlarına el koymak ister. Ama bu olay İnce Memed’le Deli Durdu’nun yollarının ayrılmasına neden olur. Çünkü yazar eşkıyayı tanımlarken onu çift boyutlu bir kahraman olarak görür.

“Eşkıyayı korkuyla, sevgi yaşatır. Yalnız sevgi tek başına zayıftır. Yalnız korku ise kindir.” Buna örnek ise eşkıyalığını överek anlattığı Koca Ahmed’i gösterir. Tek bir kişiyi öldürmüştür; annesine işkence ederek ırzına geçen adamı… İnsan severlik bir yere kadardır. Zalime gereken ders verilmezse bu korkunç bir zayıflık olurdu. Aslında yazarın bu sözü bana Sadi Şirazi’nin; “Keskin dişli kurda acımak, koyunlara zulümdür.” sözünü hatırlattı. Zalimlere acınmamalıdır. Çünkü onlar güçten ve kuvvetten anlar. İnce Memed bu sözü iyi kavramıştır. Eşkıyalığında zayıflara karışmamıştır. İyilik edenlere ihanet etmediği gibi ihanet edenlere de asla prim vermemiştir. Sevmenin de korkunun da bir ölçüsü olmalıdır. Sevgi de ve korkuda dengenin kaçması insan ruhunda travmalara neden olacaktır. Bunun için ne sevdiği için zayıflık göstermelidir ne de karşısındakinin gücünden dolayı korkaklık göstermelidir insan. İşte bu yaklaşım İnce Memed’i Deli Durdu’dan ayıran en önemli unsurdur.

Kerimoğlu’nun yaptığı iyiliğe ihaneti kaldıramayan İnce Memed, Deli Durdu’ya iki el ateş ederek onu yaralar ve yollarını ayırır. Recep Çavuş, Cabbar ve kendisi üç kişilik çete kurarak dağlarda eşkıyalığa başlar. Ve artık Abdi Ağa’nın korkulu rüyasıdır.

Hatçe hapse girdiğinde ortamı gözlemler. Aslında yazarın İnce Memed için, Süleyman Emmiye söylettiği söz tüm insan ilişkileri için önemli olan bir noktadır. Hatçe de bu noktaya hapishanede dikkat etmiştir. “İnsanları sözleriyle değil, hareketleriyle ölç! Ondan sonra da arkadaş olabileceğin insanı seç.” Hatçe kadın bu ilkeye dikkat ederek kendisi için Iraz Kadını arkadaş, yoldaş seçer. İnsan en çok dar zamanda sığınacağı, sarılacağı bir liman arar. Ve Iraz Kadın güvenilir bir limandır.

İnce Memed, Hatçe ile Iraz Kadının bir başka hapishaneye nakledileceğini öğrenince pusu atar. Jandarmaları yaralayarak kadınları dağa kaçırır. O günden sonra yeni bir hayat başlamıştır. Aşk, sevdiği için canını feda etmesini bilmektir. İnce Memed bunu hayatıyla göstermiştir.

Abdi Ağa, şehir ağası Ali Sefa’ya sığındığında İnce Memed’in hışmından kurtulamaz. Her yerde onun gölgesi vardır. Cesaret ve güç zalimlerin korkulu rüyasıdır.

Yazar hikâyenin en can alıcı noktasında askerin vicdanına vurgu yaparak aslında insanın vicdanının sesinden asla uzaklaşmaması gerektiğine de dikkat çeker. İnce Memed askerlerle çatışmaya girdiğinde hiç umulmadık bir zamanda teslim olduğunu haykırır. Askerler şaşırır. Çünkü bu İnce Memed’in tarzı değildir. Pusu olduğunu düşünürken Iraz Kadının yeni doğmuş bebeği göstererek; “Onu sen değil bu bebe esir aldı!” dediğinde asker arkasını döner ve İnce Memed’i bebesiyle baş başa bırakır.

Vicdan en büyük yargıçtır.  Hedonizm rüzgârıyla vurgun yememişse, hükmü her zaman doğru olacaktır.

İnsanlık var olukça ağalar bitmeyecektir. Ağalık şekil değiştirse de asıl hep aynı kalacaktır. Sömürü düzenlerinde ağalar belki şapkalı değil takım elbiseli, spor kıyafetli olabilirler ama her zaman ellerinin altında olanları köle gibi kullanırlar. İnce Memed sömürü anlayışına başkaldırının sembol ismidir. Çukurova’nın yeni eşkıyası İnce Memed köylülerin umudu, zalim ağaların, baskıcı düzenlerin korkulu rüyasıdır.

Heyecan ve aşk dolu bir macera sizi bekliyor. Bakalım İnce Memed, Abdi Ağayla olan hesabını görecek ve sevdiğiyle mutlu bir yaşam sürebilecek mi?

Çok Okunanlar