Evet evet, aynen sizin gibi ben de birkaç defa bu okudum başlığı.
Bu sloganın yazılı olduğu afişi okuyunca acaba bir film seti mi bir reklam ajansı çekimi mi türü tahminleri çağrıştıran bir şey oldu bende. Bir grup genç afişin altında bayağa bir poz vermiş.
Fotoğraflardaki sayıları 10-15 arasında olsa da arka planda büyük bir ekip var, emek var. Aldığımız bilgiye göre 220’den fazla genç katılmış olmuş 2. iftara, maşallah.
Konuya dikkatimi bir dostum çekti. Merak edip biraz araştırınca işin gerçeğini öğrendim ve sizlerle paylaşmak istedim.
Olay şu…
Yer, Gaziantep’in Nizip’in ilçesi… Mimar Sinan Mahallesi Haticetü’l Kübra Camiî ve Coşkun Özkaya Camiînin imamlarının da destekleri büyüyen, aynı mahallenin sakini olup benzer süreçlerden geçen ve genç kardeşimizin öncü olup esnaf ve imamlar ile el ele vererek çevre esnafı da sürece dahil etmesiyle 10 yıl kadar önce temellerini attıkları bir “sosyal proje”…
Bu proje kamudan kaynak alıp evrak yığını ve foto çekmek için olan projelerden değil, “gönüllü bir proje”… Savcı, esnaf ve imamlar el ele verip mahallenin gençleri ile sürece dayalı bir iletişim kuruyorlar. Hiç kimseyi ayırt etmeden bir araya gelip camilerde buluşuyor, sohbet edip çay içiyorlar. Bu buluşmalar zamanla haftalık rutinlere dönüşüyor. Artık iş tanışmayı aşıp kaynaşmaya dönüşüyor. “Kıldığımız teravihlerle, tuttuğumuz oruçlarla, okuduğumuz cüzlerle ruhumuzu temizledik; şimdi sıra bedenlerimizi temizlemede” deyip hamam ve havuzlarda eğlenip arınıyor, geziler ve kitaplar ile yolculuklarını daha kavi bir hale getiriyorlar. Süreç içinde bir şuur oluşuyor.
Geçen yıl camide, minare gölgesinde ilk toplu iftarı açıyorlar. Bu sene 2. iftar programını yaparak geleneksel hâle getirmeye koyuluyorlar.
Ve o göze batan sloganı, afiş yaparak mesajlarını veriyorlar: “Kirli Sokakların Tövbekâr Delikanlıları”
Bu slogandan kitap da yazılır, film de çekilir.
Neler yapılmaz ki?
Kim bilir bu sözün arkasında yaşanmış ne öyküler, ne travmalar ne pişmanlıklar ve de ne emekler vardır.
Ve’l hasıl-ı kelam; “sokaklar” kirli olsa da “tövbekar” delikanlılara da ev sahipliği yapıyor. O sokaklar bizim, bizim olmalı. Hayat hiçbir zaman toz pembe olmadı ve olmayacak da…
Şeytan, şeytanlaşmış insanlar, ekran şeytanları, sokak şeytanları harıl harıl çalışsa da “tövbe” için fırsat arayanlara el uzatanlar da hep olacaktır.
Değil mi ki o “Bağışlayan ve tövbeleri kabul edendir”
Âmenna…
Nizip’ten gelen ve yürekleri serinleten bu sosyal ve manevi dokunuşta çok sayıda gönül eri ile birlikte ABC Kitap Kırtasiyenin Sahibi Ali Rıza GÜRSES Ağabey’in desteği ve emeğini de olduğunu ifade etmemiz gerekir.
Eyvallah Nizip…
Eyvallah Ali Rıza Gürses Ağabey…
Eyvallah Öncü Abimiz…
Eyvallah Öncü İmam Kardeşlerim…
Eyvallah Cafer Yüce Ağabey…
Eyvallah Muhammet Gürses, Enes Çınar, Ubeydullah Çınar, Enes Mirza Şeker, “Memoş”…
Eyvallah Adil, Mehmet Ali, Caymaz, Muhammet Enes, Veysel Karani kardeşler…
Eyvallah Tövbekâr Gençler…
Sokakların “hep olumsuz olmadığını” çaba, gayret, emek ve ihlas ile “iyiliklere de gebe olduğunu” tüm insanlara göstermiş oldunuz…
Öncülere, İmamlara, Öğretmenlere, Esnafa … Kısaca derdi olanlara “ilham” olması temennisi ile….
Eyvallah!