Yankı

Yağmurlar da unuttu yağmayı, hava yaz ayazı
Kalp tek kişilik sahnede, aktör tunçtan delikanlı.
Çile çekmeden kapısından içeri girdim minarenin
Ezanla iki aşk arasında sandal gibi safa ve merve

Kendine gidemeyen nasıl gider bir mumla Mısır’a aziz
Sayemde Züleyha mazur, gençlik ve güzellik Yusuf’tan
Hem aşktır, hortum sanılan yılanı ayakta alkışlatan
Kelimelerim geliyor endam aynasında cücelere dev
Maçin’den ısmarladığım kervan da kızıl kumlara Attar.

Her gün böyle güzel batarsa güneş, unuturum gülleri
Gülüşünden güzel ne varsa hepsi birer yansıma masivada
Üç ihlas bir fatiha okurum ruhuna, papatyalar sırra kadem
Seve seve ölmez de ne yaparmış insan, ödünç mısralarla
Yankılandı sevdam, panayırdı, saksıya ağladı zakkum
Cehennem tuğralı kasetti düşen payıma, kollarım ihtiyar
Kundaktan iki vadi kefen diye yorulmuş bütün rüyalar

Selam verdim, aldı hüzün, aşktı kapı, gayrete kader.
Ayağıma taş da değdi, duama baş da eğdi yaseminler
Toplantı tutanakları daha mühimdi sudan sebeplerden
Üç beş basamak teleferikle sanal oldu yaram ve yankı
Öptüm tam alnından ceviz ağacındaki tekke ilhamın.

İncirler, zeytindi ve hep Aksa, nazenin güzellere güzel.
Bir yudum aşk dilenerek geldim, gelişim de hep Ondan.