Bizimle İletişime Geçin

Şairin Gör Dediği

Gönül, Kanun Dinler mi?

EKLENDİ

:

Nevâ-pervâz-ı seyr-i âheng-i kânun muhabbetken

Gönül bilmem nedendir âhdan gayrı hava bilmez

(İbrahim Hanif Divanı, g. 151/4.)

 

İbrahim Hanif’in gör dediği ne ola ki!

Bir yanda kanun muhabbeti diğer yanda şairin bilmeden düştüğü feryat figanlar…

Burada iki kompozisyon kurabiliriz. Ancak önce günümüz Türkçesine aktarmaya çalışalım:

“Kanun ahenginin seyir kanatlarının nağmesi neşeli iken gönül bilmem nedendir âh çekmekten başka hava bilmez.”

Birinci kompozisyon günümüz Türkçesinde kendisini ele veriyor: Şair dertlidir ve bulunduğu ortamda kanun sazı şıngır şıngır neşeli havalar çalıp herkesi eğlendiriyor. Şair neden olduğunu bilmediği bir sebepten dolayı âh çekiyor.

Diğer kompozisyona geçtiğimizde bazı sembolik göndermelerin peşine düşmemiz gerekecek. Mesela kanun sazı, çok sayıda tele sahip olmasından dolayı kesretin sembolüdür. Yani çokluğun, yani dünya hayatının… Derli şairimiz ise böyle bir hayatta âh ediyor.

Bu ikisi arasındaki bağlantıyı sağlayacak olan kilit nokta âh’ın neye karşılık geldiğini bilmemizdir. Âh, edebiyatımızda elif (ا) ile gösterilir. Elif, tevhidin sembolüdür. Elif tevhidin sembolü, kanun sazı ise çokluğun yani dünya hayatının sembolüdür. Şair, çokluk içinde vahdeti yaşamaktadır. Bize birinci kompozisyonda feryat gibi gelen âh çekiş, ikinci kompozisyonda vahdet olarak karşımızda durur.  Bu ikisiyle ortaya koyduğu mana ne olabilir?

Kesret olan dünya, oyun ve eğlenceden ibarettir. O yüzden kanun sazı şıngır şıngır muhabbet etmektedir. Şair, bu oyun ve eğlenceye rağmen tevhidden ayrılmamaktadır. Gönlünde tevhidden başka hiçbir şey bulunmayan İbrahim Hanif, bunun da sebebini tecâhül-i ârif yaparak bilmezden gelir. Çünkü bu, Cenâb-ı Hakk’ın şaire bir lütfudur. Bunu kendinden bilmez. Bizi de böyle bir mahiveytkâr duyguya teslim eder.

 

Daha Fazla Yükle

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çok Okunanlar

Pin It on Pinterest