Yanıldım bir koşu gidip hemen
Çınar ağacının gölgesine sığındım
Cehennemden korktum bir de
Mecburen içeriye aldım kendimi
Bir şey kalmasın diye ukdemde
Bir yangına gider gibi gittim.
Sonra rüzgâr çıktı silip süpürdü her şeyi
Rüzgârı kovalayan bir halk çıktı oradan
Yaşasın dedi hep bir ağızdan; yaşasın
Yaşasın da bize cesaret versin
Çakır gözlerindeki parıltıyla
Fiyakalı yürüyüşü olsun.
Demiş miydim acaba ne tarafa gidilir buradan?
Nereye gider bu tren? Bu kaçış nereye?
Ben neredeyim şimdi? Aklım nerede?
Hepsini bir bir açıklamak
Bıkmadan usanmadan açıklamak
Bir umumi itiraz hâlinde açıklamak
Gerekiyor elbette.
Ben burada biraz yalnızım gibi duruyorum
Başımdaki ağırlıktan anlıyorum dünyanın
Bu meseleyi çözmek için acelesi yok anlaşılan
Bu kanlı tarihten bir şey çıkarsa eğer
Bir güneş doğarsa yıkıntıların üzerinden
Çocukların ışığa doğru koşarken ki
Çığlıkları gibi sevinçten…