1. Anasayfa
  2. Tarih

Kronolojik Filistin ve Filistinlilerin Mücadele Tarihi – 1

Kronolojik Filistin ve Filistinlilerin Mücadele Tarihi – 1
0

(Derleme)

MÖ 12000 Bölgede yapılan arkeolojik kazı ve araştırmalara göre ilk buluntular Mezolitik Natuf kültürüne aittir.

MÖ 4000 Amâlikalılar Dönemi (Arapların ataları).

MÖ 3000 Kenanlılar, Fenikeliler, Ârâmîler Dönemleri. Çeşitli bulgular, Kudüs şehrinin Kenanlıların bir kolu olan Yebûsîlerce kurulduğunu göstermektedir.

MÖ 1200 Filistin denen topraklar esas itibariyle Suriye ile Mısır ve Akdeniz ile Şeria Nehri arasında kalan topraklardır. Bölge zengin doğası, stratejik ve dinî yönden önemli olduğu için pek çok istilaya maruz kalmıştır. Filistin adını Kavimler Göçü sırasında deniz yoluyla buraya gelen Filistler’den almaktadır. Filistler, bugünkü Gazze Şeridi ve civarında beş büyük şehir kurarak burayı yurt edinmişlerdir. Filistlerin Akdeniz kıyılarına yerleştiği yıllara yakın bir tarihte ise bölgeye Hz. Mûsâ’nın öncülüğünde İsrâiloğulları geldiler.

MÖ 1100 Bölgede XI. yüzyılın sonlarında ilk İsrail devleti kuruldu.

MÖ 1000 Hz. Davud, Filistin’de Birleşik İsrail Krallığı’nı kurdu. İlk İsrail Kralı Saul’ün (Tâlût) yerine tahta geçen Hz. Davud, Kudüs’ü fethederek bir saray yaptırdı, burayı devletin başşehri hâline getirdi ve otuz üç yıl Kudüs’te hüküm sürdü.

MÖ 972-932   Hz. Davud’un ardından gelen Hz. Süleyman Dönemi krallığın altın çağı oldu. Sınırların bugünkü Lübnan, Ürdün ve Suriye’nin bir kısmına kadar uzandığı bu devirde Hz. Süleyman, başta Mısır olmak üzere çevredeki devletlerle anlaşmaya vardıktan sonra Kudüs’te kendi adıyla anılan ilk Yahudi mabedinin (Süleyman Mabedi, Mescid-i Aksâ) yanı sıra savunma amaçlı çeşitli binalar inşa ettirdi.

MÖ 922 Hz. Süleyman’dan sonra İsrail Krallığı, kuzeyde İsrail Krallığı ve güneyde Yahuda Krallığı olmak üzere ikiye bölündü.

MÖ 721 Asurlular İsrail Krallığı’nı ortadan kaldırdı.

MÖ 586   Babilliler, Yahuda’yı işgal etti. Kudüs harap edildi, pek çok Yahudi de Babil’e esir/sürgün olarak götürüldü.

MÖ 539 Filistin, Pers İmparatorluğu’nun bir parçası oldu. Bu dönemde İbrânîler belli bir ölçüde hürriyet kazanmış, Kyros’un serbest bıraktığı Bâbil esaretindeki 40.000 kişi geri dönmüş ve Bâbillilerin yıktığı Kudüs’teki Süleyman Mabedi ile şehrin surları yeniden inşa edilmiştir.

MÖ 332 Büyük İskender Kudüs’ü aldı. İskender’in ölümünden (MÖ 323) sonra bölge Helenistik krallıklardan Mısır’daki Ptolemaioslar ile Suriye’deki Selevkoslar’ın eline geçti. Özellikle Selevkoslar Dönemi’nde İbrânîlere karşı katı bir kültürel ve dinî Helenleştirme uygulandığı görülür. IV. Antiokhos’un Süleyman Mabedi’ni Yahudi ibadetine kapatıp halkı içine koyduğu Grek tanrı heykellerine tapınmaya zorlaması üzerine Judas Maccabaeus önderliğinde büyük bir isyan çıktı. MÖ 164’te Selevkoslar Kudüs’ten atılarak Haşmonayim (Hasmonlu) Hanedanı kuruldu ve yetmiş yıl kadar devam edecek bir bağımsızlık sürecine girildi.

MÖ 63-MS 395 Roma Dönemi: MÖ 63’te Filistin Roma İmparatorluğu’nun eline geçti. Filistin toprakları Romalıların istilasına uğradı ve uzunca sürecek bu hâkimiyet sırasında zaman zaman baş gösteren Yahudi ayaklanmalarına sahne oldu. MS 70’te Vespasianus zamanında Roma Veliaht Prensi Titus, Kudüs’ü tahrip ederek bütün zenginliklerini yağmaladı. 115-117’deki ikinci büyük isyandan sonra Yahudilerin varlığı biraz daha eksildi. Nihayet 132-135 yılları arasında meydana gelen üçüncü ayaklanma, ağırlıklı olarak oturdukları Kudüs’ten tekrar sürülmeleriyle son buldu. Roma Dönemi’nde Filistin’in Nâsıra kasabasında doğan Hz. Îsâ’nın Hıristiyanlığı getirmesinden ve özellikle İmparator Konstantinos’un 312’de bu dini kabul etmesinden sonra Kudüs bir defa daha kutsallık kazandı ve dinî ağırlıklı binalarla imar edilmeye başlandı.

395-636 Bizans Dönemi: Roma İmparatorluğu’nun ikiye ayrılmasından sonra Bizans’ın payına düşen bölgede Hıristiyanlık daha büyük bir hızla yayılmaya başladı ve Yahudilere karşı baskılar arttı. Bölge 611’de Sâsânî istilasına uğradı, 614’te de Kudüs çok büyük bir katliama maruz kaldı. 629’da ise İmparator Herakleios tarafından Kudüs dâhil bütün Filistin tekrar Bizans hâkimiyeti altına alındı.

636      Miraç vesilesiyle İslam tarihinde önemli bir yeri bulunan Filistin’de İslâmiyet’in yayılması için başlatılan faaliyetler Asr-ı Saâdet’e kadar uzanır. Müslümanlar, Filistin’i Hz. Ömer Dönemi’nde fethetti.

661-750 Emeviler Dönemi:   Emeviler Devri’nde çok sayıda Arap kabilesi Filistin’e iskân edildi. Halife Abdülmelik b. Mervân buraya ve özellikle Kudüs’e büyük önem verdi; oğlu Velîd zamanında ise verilen önem daha da arttı.

750-1258 Abbasiler Dönemi: Abbasiler Devri’nde Filistin, merkezi yine Remle olmak üzere Suriye ile birlikte bir eyalet hâline getirildi. Bölge daha sonra Tolunoğulları (868-905), tekrar Abbasiler ve sonra İhşîdîlerin (935-969) nüfuzu altına girdi. Bir ara da Hamdânî istilâsı tehlikesini atlattı. Fâtımîler Mısır’a hâkim olduktan kısa bir süre sonra Filistin’i zapt ettiler (969).

1069-70 Kurlu Bey Filistin’de bir Türkmen beyliği kurdu. Onun 1071’deki ölümü üzerine beyliğin başına geçen Atsız b. Uvak, Kudüs’ü zapt edip Abbasi Halifesi Kāim-Biemrillâh ve Selçuklu Sultanı Alparslan adına hutbe okuttu.

1079    Sultan Melikşah’ın kardeşi Tutuş, Suriye-Filistin Selçuklu Devleti’ni kurdu (1079); ardından da Kudüs ve civarını Artuk Bey’e ikta etti. Artuk Bey’in (1091) ölümünden sonra yerine geçen oğulları Sökmen ile İlgazi, Kudüs’ün 1098’de Fâtımîler tarafından zaptı üzerine Filistin’den ayrılmak zorunda kaldılar.

1099    Kudüs Haçlıların eline geçti. Haçlılar 15 Temmuz 1099’da Kudüs’ü işgal ederek binlerce Müslümanı katlettiler. Selâhaddîn-i Eyyûbî’nin 1187’de Kudüs’ün fethine kadar devam eden Haçlı hâkimiyeti sırasında Filistin savaş ve karışıklıklara sahne odu.

1187    Selahaddin Eyyübi’nin Kudüs’ü geri alması. Selâhaddîn-i Eyyûbî Kudüs’ü alınca eskiden sürülmüş bir kısım Yahudi’nin dönmesine izin vermiş, şehirdeki âbideler üzerinde onarım çalışmaları yaptırmış ve sağladığı kitaplarla Mescid-i Aksâ Kütüphanesini zenginleştirmiştir.

1193    Selâhaddîn-i Eyyûbî’nin ölümünün (1193) ardından Filistin’de bazı karışıklıklar çıkmış ve Kudüs 1229’da yapılan bir anlaşma ile yeniden Haçlıların yönetimine bırakılmıştır. Ancak bu durum uzun sürmemiş ve on beş yıl sonra Kudüs tekrar Müslümanların eline geçmiştir.

1291-1516 Memlüklüler Dönemi: Filistin toprakları Memlükler tarafından özellikle Sultan Baybars’ın çabalarıyla Haçlıların elinden parça parça geri alındı ve 1291’de Akkâ, Kaysâriye ve diğer bazı şehirlerde bulunan Franklar da bölgeden uzaklaştırılınca yeniden fetih tamamlanmış oldu. Memlük Dönemi, Filistin’de Müslüman nüfusun en yoğun olduğu dönemdir. Bu yıllarda Hristiyanların bölgeye girmelerine izin verildiği gibi gördükleri baskı sonucu Avrupa’dan kaçan Yahudilere de sığınma hakkı tanındı.

1516-1918 Osmanlılar Dönemi: Yavuz Sultan Selim 1516’da Filistin’i fethetti. Kanûnî Sultan Süleyman da çevresiyle birlikte bölgenin fethini tamamladı. Bu arada mukaddes yerleri korumak için Kudüs’te Müslümanların “Harem” veya “Eski Şehir” olarak adlandırdıkları 868 dönümlük kısmın etrafındaki duvarlar yeniden inşa ettirildi. Hz. Dâvûd Türbesiyle Kubbetü’s-sahre’nin duvarları ve kapısı yenilenerek süslemelerle zenginleştirildi. Bölgede gözle görülür izler bırakan Osmanlılar, bazen idarî değişikliklere de yol açabilecek birtakım iç ve dış badireler atlatmalarına rağmen I. Dünya Savaşı’nın bitimine kadar Filistin ve çevresini ellerinde tuttular.

1799    Napolyon Bonapart 1799’da Mısır’ı ve Yafa’yı işgal ederek Akkâ’yı kuşatıp Safed ve Nâsıra’ya kadar ilerlemişse de Cezzâr Ahmed Paşa karşısında tutunamamış ve çekilmeye mecbur kalmıştır.

1832    Mehmed Ali Paşa’nın oğlu İbrahim Paşa tarafından ele geçirilen Filistin, 1840’ta İngiltere ve Avusturya’nın yardımıyla tekrar Osmanlı idaresine girmiş fakat bundan böyle büyük devletlerin ilgi odağı olmuştur.

1880-1914 XIX. yüzyılın sonlarında çeşitli ülkelerde dağınık durumda yaşayan Yahudiler arasında devamlı yerleşmek üzere “siyon”a (dünyada cenneti sembolize eden topraklar, Filistin) dönmelerini savunan Siyonizm doğdu. 1880-1890’larda Rusya’da Yahudilere yapılan zulüm bu harekete güç verdi ve 1882-1903’te Filistin’e ilk önemli Yahudi göçü gerçekleştirildi.

1897    İlk Siyonist kongre toplandı ve Yahudiler, Filistin’i anavatan ilan ettiler. Siyonist hareketi başlatan Theodor Herzl kongrede Siyonizm’in programını, “Yahudi halkı için Filistin’de kamu hukukunun güvencesi altında bir yurt kurulmasını sağlamak” şeklinde açıkladı.

1901    Filistin’de bir Musevi yurdu kurulması için izin isteyen Siyonistler ilk defa Osmanlı hükûmetine belirli bir meblağ karşılığında Filistin’i satın almayı, ardından da Düyûn-ı Umûmiyye’nin kendileri tarafından konsolidasyonunu teklif ettiler. Theodor Herzl başkanlığında bir heyet iki defa II. Abdülhamid nezdinde girişimde bulundu ve Herzl 1901’de Sultan’la görüştü. Padişah, zulümden kaçan Yahudilere Osmanlı topraklarında yerleşme müsaadesi vermekle birlikte Filistin’de yurt kurmaları yolundaki tasarıyı kabul etmedi. Padişah bu para tekliflerini kabul etmediği gibi Yahudilerin çeşitli yollarla Filistin’e gelip yerleşmelerine engel olmak için Yahudilerin Filistin’de toprak satın almalarını yasakladı ve Kudüs’ü ziyaret edecek Yahudilere vize uygulaması getirdi.

1905-1914 Bu dönemde Filistin’e ikinci büyük Yahudi göçü yapıldı. Bu defa hissedilir oranda sayıları artan ve daha hazırlıklı oldukları görülen göçmenler, ekonomi ve tarım alanında geliştirdikleri kurumlarıyla burayı yurt edinmeye niyetli olduklarını gösterdiler ve özellikle Hayfa’dan Gazze’ye uzanan kıyı bölgesine sistemli bir biçimde yerleştiler. 1909’da Filistin’de, Tel Aviv kasabası kuruldu.

1908-1918 İttihat ve Terakki iktidarı yeni hürriyet anlayışıyla önceleri olumlu bir yaklaşım içine girdi ve II. Abdülhamid’in Kudüs’ü ziyaret edecek kişilere, geçici olarak uyguladığı “kırmızı tezkere” adı verilen izin belgesini kaldırdığı gibi Filistin’de toprak satın almayı da serbest bıraktı. Fakat bu durum uzun sürmedi. Özellikle 31 Mart Vak’ası’ndan sonra azınlıkların bağımsızlık ve ayrılma yönünde faaliyetlerini arttırmaları, bu arada Siyonistlerin çabalarını Filistin’de kolonileşme yönünde planlı bir şekilde sürdürmeleri, imparatorluğun bütünlüğünü temel kaygı edinmiş İttihatçı Genç Türkleri kuşkulandırdı ve bu sebeple çeşitli yeni kısıtlamalar yürürlüğe kondu. Bu dönemde görülen Yahudi ayrılıkçı hareketin yanında bağımsızlık güdüsüyle ve özellikle Suriye ve Lübnan’da etkin gizli cemiyetlerin bünyesinde bir Arap milliyetçiliği gelişti. Arap milliyetçileri Siyonistlerin Filistin’de başlattıkları kolonizasyona engel olmak için ellerinden geleni yapıyorlar ve Filistin’e Musevi göçünü durduramayan Osmanlı yönetimini şiddetli bir şekilde protesto ediyorlardı. Arap ve Yahudi milliyetçiliklerinin çatıştığı Filistin’deki karmaşayı arttıran bir diğer önemli unsur da bu stratejik bölge üzerinde farklı çıkarları bulunan Avrupalı güçlerin işin içine girmesiydi. Başta İngiltere olmak üzere bazı Batı devletleri Arap milliyetçiliğiyle Siyonizm’in ileride karşı karşıya geleceğini düşünmeksizin bu iki akımı desteklemekten ve bölgeyi sömürebilmek için çeşitli etnik grupları dış politika amaçlarına alet etmekten çekinmediler. Bu grupları himayeleri altına alarak imparatorluk içinde kendilerine bağlı unsurlardan nüfuz bölgeleri oluşturdular. Böylece Osmanlı Devleti dağıldığında bu nüfuz bölgelerine dayanarak imparatorluğun mirasını aralarında paylaşabilecekleri bir ortam hazırladılar.

1915    Çanakkale Savaşı’nda 500 Yahudi’den oluşan Sion Katır Birliği, İngiliz Yarbay John Henry Patterson emrinde ve bugün İsrail Devleti’nin bayrağı olarak kullanılan bayrak altında Osmanlı Devleti’ne karşı savaştı.

1915-1916 Hüseyin-Mcmahon Yazışmaları: Hicaz Valisi ve Mekke Şerifi Hüseyin İbn Ali’nin Kahire’deki Britanya Yüksek Komiseri Sir Henry Mcmahon’a gönderdiği mektuplardır. Şerif Hüseyin mektubunda Ortadoğu’da Arapların bağımsızlığının sağlanması ve Britanya’nın Osmanlı Devleti unsurlarına karşı destekleyeceği ayaklanmalar yer alıyordu. 24 Ekim 1915’te Sir Henry Mcmahon’un bu mektuba cevaben gönderdiği satırlarda şu konulara değiniliyordu: “Mersin ve Hatay sancaklarıyla Şam, Humus, Hama ve Halep sancaklarının batısında bulunan Suriye vilayetinin parçalarının halis Arap olduğu söylenemez. Dolayısıyla önerilen hat sınırlardan çıkarılmalıdır. Yukarıda belirtilen değişikliklerle ve Arap önderlerle olan anlaşmalarımızı peşin hükme tabi tutmamak koşuluyla bu hat ve sınırları kabulleniriz. Bu değişiklikler doğrultusunda Büyük Britanya, Mekke Şerifi’nin önermiş olduğu hat ve hudutlar içindeki bölgelerde müttefiki Fransa’nın çıkarlarını da gözeterek Arapların bağımsızlığını tanımaya ve desteklemeye hazırdır.”

1916    Sykes-Picot Antlaşması: Birinci Dünya Savaşı sonrası Britanya, Fransa ve Rusya arasında imzalanan bu gizli anlaşma, Ortadoğu’da nüfuz alanlarının paylaşılmasını öngörüyordu. Bu anlaşmanın Filistin’e ilişkin maddesinde Rusya ile bir istişarede bulunularak bu bölgede uluslararası bir yönetim kurulmasından bahsediliyordu. Araplar bu anlaşmayı Hüseyin-Mcmahon yazışmasına bir ihanet olarak görmektedir.

1917    Balfour Deklerasyonu yayımlandı. Britanya Hükûmeti, Filistin’de bir millî Yahudi Devleti’nin kurulması için desteğini açıkladı. Böylelikle günümüz İsraili’nin Gazze Şeridi, Ürdün ve Batı Şeria’yı kapsayan sınırları çizildi.

1917    Mustafa Kemal, Hicaz Kuvve-i Seferiyyesi Kuvvet Komutanlığına tayin edildi.

1917-1918 Türkler, I. Dünya Savaşı’nda, İngiliz Mareşal Allenby tarafından Filistin’den çıkartıldı. 31 Ekim 1917’de Mareşal Allenby kumandasındaki İngiliz ordusu Filistin’in Bi’rüssebi yöresini ele geçirdi. Kudüs’ü savunmak için Osmanlı cephesinde yeni bir ordu grubu kurulduysa da başarı sağlanamadı ve Allenby 11 Aralık’ta şehre girip etrafındakilere Haçlı Seferleri’nin ancak şimdi bittiğini söyledi. İngiliz Devleti, Çanakkale Savaşı’nda Sion Katır Birliği’ne komuta eden John Henry Petterson’a bir “Yahudi Lejyonu” kurma görevi verdi. İngiltere, ABD, Fransa, İtalya ve Mısır’dan tedarik edilen 5 bin Yahudi gönüllüden oluşan dört alay, İngiliz saflarında Osmanlı ordusuna karşı savaşmak üzere 1918’in Şubat ayında Londra’dan Filistin-Suriye Cephesi’ne gönderildi. Yahudi Lejyonu, General Allenby komutasında İngilizler ile birlikte Türk ordusuna karşı savaştı. Sina-Filistin Cephesi’nde Türk ordusuna ciddi zarar verdiler. Filistin’de kurulan İngiliz askerî idaresi Filistin’de Yahudilere toprak edinme hakkı verdi.

1922    Cemiyet-i Akvam, Filistin’de İngiltere yönetiminde bir manda idaresi kurdu.

1929    Ağlama Duvarı sebebiyle Müslümanlar ile Yahudiler arasında çatışmalar çıktı.

1931    1922 tarihli Britanya nüfus sayımlarına göre Filistin nüfusunun %88’i Arap, %11’i Yahudi idi. 1931’e gelindiğinde devam eden Yahudi göçleri sebebiyle toplam 1.035.821 olan Filistin nüfusunun %82’si Arap %17’si Yahudi olarak değişmişti.

1933-1945 1933’ten itibaren Nazi tehdidi sebebiyle Filistin’e göç eden Yahudilerle birlikte 1935’te Filistin’de Yahudi nüfusu %35’i buldu. 1947’ye gelindiğinde Yahudi nüfusu 800 bine ulaşmıştı. Bu sırada Filistin topraklarında 1 milyon 400 bin Filistinli yaşıyordu. Bu hızlı nüfus artışına rağmen Yahudiler, toprakların yalnızca %6-7’sine sahiplerdi. Peel Komisyon Raporu, Filistin’in Yahudi ve Arap devletleri şeklinde ikiye bölünmesi teklifinde bulundu (1937). 1939’a gelindiğinde İngiltere hükûmeti Balfour Deklarasyonu ile bir hata yaptığını kabul etti. Bölünmeyi sona erdirmek ve barışı yeniden sağlamak için 1939’da bir “Beyaz Kitap (White Paper)” yayımladı. Bu plana göre on yıl içinde iki uluslu bağımsız bir Filistin Devleti kurulacak, bu devlette Araplar ile Yahudiler yönetimde ortak pay sahibi olacaklardı. Beş yıl boyunca Yahudi göçünün yılda 15.000 veya toplam 75.000 sınırında tutulacak, göçmenlere toprak satışı kısıtlanacaktı. İngilizler, Filistin’deki Yahudi nüfusunu, toplamın yüzde 35’inde tutmak istiyordu. David Ben-Gurion liderliğindeki Filistin’deki Yahudi Millî Konseyi, Beyaz Kitap’ı reddetti.

1946    Filistin’e göçün kısıtlanmasına duyulan öfke, Yahudi gerilla guruplarının İngiliz karşıtı şiddete yönelmesine yol açtı.

1946    Siyonist örgüt İrgun, Kudüs’te Kral Davut Oteli’ni bombaladı (22 Temmuz 1946). Otelde Britanyalı siviller ve Filistin askerleri bulunuyordu.

1947    Birleşmiş Milletler, İngiltere’nin Filistin’i bölme planını onayladı. Birleşmiş Milletler (BM) 29 Kasım 1947’de kabul ettiği 181 sayılı Karar’ıyla, Filistin topraklarının Arap ve Yahudiler arasında kurulacak iki devlete taksimine karar verdi. Kararda Kudüs ve Beytüllahim ile bunlara komşu diğer bölgelerin yer aldığı 3. bölümün ise uluslararası vesayetle yönetilmesi öngörülüyordu. Bu öneri Yahudiler tarafından kabul edilirken Araplar tarafından reddedildi. Nüfusun yaklaşık %69’unu Araplar teşkil ettiği hâlde Arap Devleti’ne Filistin topraklarının %42’si, nüfusun %31’lik kısmını oluşturan Yahudilere ise devlet kurmak için verimli kıyı bölgelerinin çoğunu barındıran Filistin topraklarının %56’lık kısmı bırakılıyordu.

1948    İngiliz Mandası’nın 14 Mayıs 1948’de sona ermesinden önce Siyonist terör örgütleri topraklarını terk etmeleri için Filistinlilere karşı şiddet eylemlerine giriştiler. Filistinli ve Ortadoğu’daki Arap gönüllüler Suriye’de bir araya gelip Arap Özgürlük Ordusu’nu oluşturdular. Deir Yasin Katliamı’nda Arap-İsrail Savaşı sırasında Kudüs yakınlarında bulunan Deir Yasin köyünde Siyonist İrgun örgütüne bağlı militanlar tarafından kadınlar, çocuklar ve yaşlılar katledildi (9-11 Nisan 1948).

1948    İngiltere, Filistin’de Manda idaresini kaldırınca 14 Mayıs 1948’de Tel-Aviv’de toplanan Yahudi Millî Konseyi BM’nin 181 sayılı taksim Karar’ı çerçevesinde sınırlarını açık bir şekilde ilan etmediği İsrail Devleti’nin kurulduğunu duyurdu.

1948    Filistinliler İsrail’in bağımsızlığı sonrası 15 Mayıs 1948 tarihini Nakba (Felaket) Günü ilan etti.

1948    İsrail Devleti’nin kurulduğunu ilan etmesinin ertesi günü, Arap Birliği üyesi beş ülke -Mısır, Ürdün, Suriye, Lübnan ve Irak – İsrail’e savaş açtı. Arap devletlerinin yenilgisi üzerine Ocak 1949’da yapılan ateşkesin ardından çatışmalar sona erdi, İsrail Filistin’in %78’ini ele geçirdi. Geriye kalan %22’lik kısım ise işgal altındaki Batı Şeria ve kuşatma altındaki Gazze Şeridi olarak ikiye bölündü. 750.000 Filistinli evlerinden zorla çıkarıldı. 1947’den 1949’a kadar 500’den fazla Filistin köyü, kasabası ve şehri yok edildi. Tahminen 15.000 Filistinli öldürüldü. 1948 savaşı sonrasında Filistinlilerin uğradıkları katliamlar ve yurt dışına göçleri sebebiyle Filistin’de demografik dağılım Yahudiler lehine keskin bir değişim geçirmiştir. Böylelikle “Yahudi karaktere” sahip bir İsrail Devleti’nin kurulması için uygun gördükleri demografik değişiklik tamamlanmıştır.

1948    11 Aralık 1948’de BM Genel Kurulu, Filistinli mültecilerin geri dönüş hakkı çağrısında bulunan 194 sayılı Karar’ı kabul etti. Karar, Filistinlilerin göç etmek zorunda kaldıkları topraklara dönüşü ve Kudüs’ün uluslararası bir yönetime kavuşmasını içeriyordu.

 

KAYNAKÇA

Cevdet Küçük, “Abdülhamid II”, TDV İslam Ansiklopedisi, İstanbul 1988, C. 1, ss. 216-224.

  1. Lütfullah Karaman, “Filistin”, TDV İslam Ansiklopedisi, İstanbul 1996, C. 13, ss. 89-103.

Osmanlı Belgelerinde Filistin, Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, İstanbul 2009.

Sinan Tavukcu-Melike Bayrak, “Filistin Topraklarında “İsrail Sorunu’nun Kronolojisi”, https://www.sde.org.tr/analiz/filistin-topraklarinda-israil-sorununun-kronolojisi-analizi-44173

Şevket Koçsoy, “Türk Tarihi Kronolojisi”, Türkler Ansiklopedisi, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002, C. 1, ss. 73-188.

Şükrü Mahmut Nedim, Filistin Savaşı (1914-1918), Genelkurmay Basımevi, Ankara 1995.

Zekariya Kurşun, “Derveze, Muhammed İzzet”, TDV İslam Ansiklopedisi, İstanbul 1994, C. 9, ss. 187-188.

https://bianet.org/haber/lubnandaki-israil-saldirilarinda-2-bin-412-kisi-hayatini-kaybetti-300855 ET: 1 Ekim 2024

https://t24.com.tr/haber/orta-dogu-yu-sarsan-gun-7-ekim-den-bu-yana-neler-oldu-hangi-donum-noktalarindan-gecildi-bundan-sonra-ne-olacak,1188286 ET: 12 Ekim 2024

https://tr.euronews.com/my-europe/2024/10/10/scholz-almanyanin-israile-daha-fazla-silah-gonderecegini-duyurdu ET: 5 Ekim 2024

https://www.aa.com.tr/tr/dunya/gazzedeki-sifa-hastanesinden-zorla-tahliye-edilen-filistinliler-yasadiklarini-aaya-anlatti/3174249# ET: 27 Eylül 2024

https://www.aa.com.tr/tr/dunya/israilden-7-ekim-saldirilarinin-1-yilinda-bati-seriaya-kapsamli-kapatma-uygulama-karari/3353538 ET: 20 Ekim 2024

https://www.aa.com.tr/tr/dunya/israilin-gazze-ve-lubnana-saldirilari-stockholmde-protesto-edildi/3367452 ET: 20 Ekim 2024

https://www.aa.com.tr/tr/dunya/israil-yaniltici-yardim-aciklamalariyla-gazzedeki-katliamlarini-ortbas-etmek-istiyor/3365162 ET: 8 Ekim 2024

https://www.aljazeera.com.tr/kronoloji/kronoloji-1915ten-gunumuze-filistin ET: 3 Ekim 2024

https://www.bbc.com/turkce/articles/cq5d72y272po ET: 9 Ekim 2024

https://www.cnnturk.com/dunya/netanyahudan-arap-liderlere-tehdit-gibi-sozler-sessiz-kalin-2060996 ET: 7 Ekim 2024

https://www.diyanethaber.com.tr/filistin-kronolojisi ET: 7 Ekim 2024

https://www.indyturk.com/node/93471/k%C3%BClt%C3%BCr/kud%C3%BCsteki-son-osmanl%C4%B1-askerinin-foto%C4%9Fraf%C4%B1-filistinde-bir-m%C3%BCzede-%C3%A7%C4%B1kt%C4%B1 ET: 3 Ekim 2024

https://www.insamer.com/tr/israile-karsi-kuresel-boykot.html ET: 5 Ekim 2024

https://www.mepanews.com/1915ten-gunumuze-filistin-kronolojisi-44422h.htm ET: 25 Eylül 2024

https://www.mfa.gov.tr/turkiye-israil-siyasi-iliskileri.tr.mfa#:~:text=Bu%20zaman%20zarf%C4%B1nda%2C%20ili%C5%9Fkilerde%20zaman,Ocak%201950’de%20resmen%20a%C3%A7%C4%B1lm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1r. ET: 19 Ekim 2024

https://www.sde.org.tr/Content/Upload/Dosya/F%C4%B0L%C4%B0ST%C4%B0N%20TOPRAKLARINDA%20%C4%B0SRA%C4%B0L%20SORUNUNUN%20KRONOLOJ%C4%B0S%C4%B0%20son.pdf ET: 14 Ekim 2024

https://www.trthaber.com/haber/dunya/hizbullah-hasan-nasrallah-olduruldu-879805.html ET: 20 Ekim 2024

1981 yılında Adıyaman Samsat’ta doğdu. Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi’nden mezun oldu (2002). Marmara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü’nde tezsiz yüksek lisansını (2004), Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü’nde “Demokrat Parti’ye Karşı Muhalefet ve Milli Muhalefet Cephesi (1956-1960)” adlı teziyle yüksek lisansını (2007), İstanbul Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü’nde “Türkiye’de Yabancı Dilde Öğretim Yapan Resmi Ortaöğretim Kurumları: Maarif Kolejleri” adlı çalışmasıyla doktorasını tamamladı. Halen Talim ve Terbiye Kurulu üyesidir.

Yazarın Profili

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir