Halit Özdemir Hoca’nın “Demokrasi Mitingi Konuşması”[1]

21 Temmuz 2016 Perşembe

Yazıhaneler Önü

Ardanuç-Artvin

“Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar…
O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar,”

Çanakkale Şehitlerine-Safahat, Mehmet Âkif Ersoy

Aziz yurdumun dağlarını, taşlarını şüheda gövdesi, şehitler abidesi yapan, bize hayat ve özgürlük vermesi için canlarını feda eden 15 Temmuz şehitlerimizi ve tüm şehitlerimizi şükranla, rahmetle anıyorum.

Türk Milletinin tarihine kara bir leke olarak geçen 15 Temmuz hain darbe girişimine karşı çıkan, milletin iradesine, milletin namus-ı millîsine sahip çıkarak meydanlara dökülen Aziz Milletimize, tüm emniyet güçlerimize, cuntacılara boyun eğmeyen kahraman askerlerimize ve silahlı kuvvetlerimize şükranlarımı sunuyorum.

Milletin iradesinin esas olduğu bilincini, millet iradesinin lezzetini Aziz Milletimize tattıran, beyaz gömleği ile halkın arasında cuntacılara karşı özgürlük ve bağımsızlık mücadelesi veren Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a ve onun yol arkadaşlarına şükranlarımı sunuyorum.

İktidarı ve muhalefeti ile Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde darbe girişimine karşı dik duran, ortak bildiri yayımlayan tüm siyasi partilerimize, sivil toplum kuruluşlarına şükranlarımı sunuyorum.

Milletimizin üzerine kara bir kâbus gibi çöken 15 Temmuz hain darbe girişiminden itibaren, kendilerine uykuyu haram kılıp meydanlarda demokrasi nöbeti tutarak Türkiye’yi Mısır’a ve Suriye’ye çevirmek isteyen kökü Amerika’da, Pensilvanya’da olan “şahsî emellerini müstevlilerin şahsî emelleriyle tevhit etmiş” ihanet şebekelerine karşı göğsünü siper eden, nöbet tutan, mermi yiyen, tanklara tırmanan demokrasi kahramanlarını şükranla anıyorum.

Kardeşlerim, 1960’ta dedelerimiz sustular, millet iradesi çiğnendi, milletin iradesi ile seçilmiş Başbakanı astılar. 1980’de yine millet iradesi çiğnendi, bu sefer babalarımız ses çıkarmadı; ülke 70 sente muhtaç hâle geldi. Ama artık bu millet Recep Tayyip Erdoğan’la millet iradesinin ekmek kadar kutsal olduğunu öğrendi. Artık bu millet kendi iradesine el uzatanlara asla fırsat vermeyecek ve hainler mutlaka adalet önünde hesap verecek.

“Türk’ün ateşle imtihanı” başladığında bugün cenk meydanında tarih; elinde bayrak tanklara göğsünü siper edenleri, meydanlarda üzerine atılan bombalara aldırış etmeden yürüyen genç kızları, çiçeği burnunda delikanlıları, ak sakallı ihtiyarları, sırtında bebeği ile çelik namlulara karşı direnen anneleri de kaydetti.

Evinin ışıklarını söndürüp perde aralığından sokaktaki dengelerin kimin lehine değiştiğini takip edenleri de… Alnındaki kara leke ile yaşamaya mahkûm olanları da tarih kaydetti.

“Âsım’ın nesli… diyordum ya… nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi nâmûsunu, çiğnetmeyecek.”

Çanakkale Şehitlerine-Safahat, Mehmet Âkif Ersoy

Evet, milletin namusu çiğnetilmedi ama sulh masasında müzakere edilerek değil bedeli ödenerek çiğnetilmedi. Yüzlerce vatan evladı şehit oldu. Binlerce yaralımız var. İki şehit evladımız da Artvin’den… Bugün birinin naaşı, Dursun Acar kardeşimizin naaşı, Yusufeli’nde ebedî istirahatgâhına tevdi edildi.

Kardeşlerim, habis bir ur gibi devletin bütün kademelerinin içine sinmiş, dış mihrakların güdümüyle hareket eden bu haşhaşiler milletin silahlarını milletin üzerine doğrulttular, halkı taradılar ve ona bomba yağdırdılar. Meclis’i bile bombaladılar.

Kardeşlerim, çok şükür Türkiye eski Türkiye değil. En basit ihtiyaç maddelerini bile ithal eden, yabancılara el açan, onlardan kredi dilenen ve emir alan bir Türkiye yok!

Kendi silah sanayiini kurmuş, kıtaları bir gerdanlık gibi birbirine bağlayan köprüler, tüp geçitler yapan, dünyanın en büyük havaalanlarını inşa eden, üretken bir Türkiye var… Bu Türkiye’nin 2023, 2053 ve 2071 hedefleri var… İşte korkuları bu!

Bu hainlerin de onların içerideki işbirlikçilerinin de dışarıdaki efendilerinin de korkuları bu!

Diyorlar ki havaalanları yapmayın, savaş uçakları üretmeyin, madenleri çıkarmayın. Enerji santralleri, nükleer santraller kurmayın. Elektronik sanayii ile uğraşmayın. Gen mühendisliği, yapay zekâ çalışmaları siz göre değil… Siz sadece ucuz meyve ve sebze üretin, tahıl yetiştirin!

Kardeşlerim, Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının Millî Mücadele Döneminde karşısına çıkan İngiliz Amerikan Mandacıları bugün de iş başındalar. Kimileri sadece “ilerici aydın, çağdaş, çevreci” maskeleri arkasında saklanarak efendilerinin Türkiye’yi, müstemleke ülkesi, sömürge toplumu yapmasına çanak tutmaktadır.

Kimileri de İslamiyet öncesi kutsal kitapların tahrif edilmiş hükümleri üzerine bina ettikleri sapık ideolojilerle dünyaya kan ve gözyaşından başka bir şey getiremeyen küresel emperyalizmin yerli işbirlikçiliğini yapıyorlar!

Kendi vatanına, kendi soyuna, kendi tarihine yabancılaşmış bu kafa yapıları ile Tam Bağımsız Türkiye idealini nasıl gerçekleştireceğiz?  Bu anlayışla Türkiye’yi “Muasır medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır” hedefinden birkaç adım daha ileride, dünyanın en gelişmiş on ülkesinden biri hâline nasıl getireceğiz?

Kardeşlerim, ahdettik, bize hayat verebilmek için canlarını feda eden 15 Temmuz Şehitlerimizi ve Kahraman Gazilerimizi asla unutmayacağız, unutturmayacağız!

Faşist ve oligarşik bu gibi kalkışmalara karşı toplumumuzun her kesimi bugün olduğu gibi yarın da birlikte hareket edecek, vatan hainleri başlarını kaldırıp milletin yüzüne bakamayacaklar!

Aziz Şehitlerimizi rahmet ve minnetle, kahraman gazilerimizi şükranla anıyor, sözlerime Millî Şairimizin şu dizeleriyle son veriyorum:

“Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırmada geç git! diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!”

Zulmü Alkışlayamam-Safahat, Mehmet Âkif Ersoy

[1] Halit Özdemir Hoca’nın “Demokrasi Mitingi Konuşması” adlı metni, içinde bulunduğumuz günler çerçevesinde Hocanın isteği üzerine yayımlanmıştır.