1. Anasayfa
  2. Düşünce

Kültürel Endişe

Kültürel Endişe

Kültür konusu alelade bir konu olarak görülür hep… Maalesef ülkemizde kültür tarihi, kültürel değişme, kültür politikaları, kültür endüstrisi vb konularda fazlaca çalışma yapılmamaktadır.

Daha doğrusu kültürü bir mesele olarak görmüyoruz…

‘Kültürel Endişe’miz bulunmamaktadır. Endüstri 5.0 olarak adlandırılan ve süper akıllı bir toplum öngören gelişmeler karşısında acaba kültürel miras ve birikimler ne olacaktır? Kültürel bir kaygı duymamız gerekiyor mu bu gelişmeler karşısında?

Çağımız artık sosyal, beşeri, iktisadi, teknik ve tıbbi süreç ve gelişmelerin büyük oranda içinde geliştiği bir dijital mecra asrıdır. Her hadise ve mesele anında dijital mecraya ve sosyal medya düşmekte ve burada seyretmektedir. Bilişim teknolojileri artık hayatın her alanına hâkim durumdadır.

Kültürel değerler, tüm bu değişim ve dönüşümler karşısında nasıl bir hal alacaktır? Kültürel değişim ve buna bağlı olarak sosyal değişmeler ile dönüşümler hangi yöne evrilecektir?

Doğrudan dijital mecra içine ve bilişim ortamına doğan çocuklar ve gençlerin içinde doğdukları kültüre aidiyetleri ve ünsiyetleri ne düzeyde olacaktır? Küresel kültür yerel kültürleri yok mu edecektir? Yoksa dönüştürüp kendisine mi benzetecektir? Kültürsüz bireyler çağı mı oluşacaktır?

Baş döndürücü hızla gelişen ve dönüşen bu çağda en fazla kafa yorulması gereken mesele ‘kültürel endişe’ mevzusu olmalıdır? Topyekûn, genç yaşlı, akademisyen siyasetçi, bürokrat memur, kamu sivil toplum olarak kültürel endişe perspektifinden gelişmeleri çok sıkı izlemeli, gerekli politikaları oluşturmalı hatta aktif davranarak bu mecraları kültürel kalkınmaya vesile kılmalıyız. Bu potansiyel ve kabiliyete sahip olduğumuzu düşünüyorum.

Kültürel endişe duymaz isek kültürel değerlerimiz olan irfan, merhamet, adalet, hasbilik, fedakârlık ve şefkatin yerini menfaat, çıkar, hırs, kibir, ihtiras, haset, hesabilik ve narsizm alacaktır. Hayat felsefeleri ve dünya görüşleri, bilgelik, eleştirel düşünce, sahih ve teyit edilmiş bilgiler yerine salt bir sekülerizme, teyit edilmemiş sahih olamayan asparagas bilgilere, haberler ve kaba malumatlara bırakacaktır.

Kültürel farklılıklar ve rakip kültürler de ışık hızında ilerleyen dijital değişim karşısında anlamsızlaşabilecektir. Farklı milletlerin ve geleneklerin yıllar ve yüz yıllar içerisinde meydana getirdiği düşünme, davranma, inanma, söyleme, anlatma, giyinme, yeme, içme vb. tüm miraslar berhava olabilecektir.

Dijital mecra ile küreselleşen ve teknoloji ile iç içe geçen hayatlarda kültürün yeri ne olacaktır? Dijitalleşme ve Kültür; Küreselleşme ve Kültür; Teknoloji ve Kültür; Robotik Gelişmeler ve Kültür; Yapay Zekâ Teknolojileri ve Kültür vb. konular üzerinde daha fazla durmak gerekecektir. Kültür endişesi içerisinde daha fazla bulunmalıyız…

Yazar, ilahiyatçı, felsefeci, akademisyen, rektör, STK yöneticisi, Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) genel başkanı. 1970 yılında Hatay Dörtyol’da doğdu. İlkokulu Karakese kasabasında, orta ve liseyi Dörtyol İmam Hatip Lisesinde tamamladı. 1989 yılında Atatürk Üniversitesi İlahiyat fakültesinde başladığı üniversite öğrenimini, iki yıl Erzurum’da okuduktan sonra 1994 yılında Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde tamamladı. Meslek hayatına, 1994 yılında Diyarbakır Ergani İmam Hatip Lisesinde bir yıl öğretmenlik yaparak başladı. 1995 yılında, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü Din Felsefesi Anabilim Dalında araştırma görevlisi olarak Akademik hayata intisap etti. 1996 Yılında İslam Felsefesi Anabilim Dalında Yüksek Lisansını, 2003 yılında Din Felsefesi Anabilim Dalında doktorasını tamamladı. 2010 yılında doçent, 2015 yılında profesör oldu. 1995 yılından 2011 yılı sonuna kadar Sivas Cumhuriyet Üniversitesinde çalıştı. 2012 yılından itibaren Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Felsefe Bölümü, Türk İslam Düşüncesi Tarihi Anabilim Dalında Akademik hayatına devam etti. 2015 Haziran ayından itibaren bir süre Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesinde rektör vekili olarak görev yaptı. 2015 Kasım ayından 2019 Şubat tarihlerinde Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesinde rektör yardımcısı olarak görev yaptı. 29 Şubat 2019 tarihinde Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü olarak atandı. Akademik hayatın yanında Sivil Toplum Kuruluşlarıyla da alakadar olmaya çalışan Arıcan, iki dönem boyunca sürdürdüğü Türk Felsefe Derneği yönetim kurulu üyeliği görevi yanında, 2014 yılından beri de Ankara Pursaklar Kent Konseyi başkanlığını yürütmektedir. 2016 yılında Türkiye Yazarlar Birliği genel başkanlığına seçilen Arıcan, evli ve üç çocuk babasıdır. Yayımlanmış birçok makaleleri, kitap bölümleri ve söyleşileri yanında, Spinoza'nın Tanrı Anlayışı (2004), Benedictus Spinoza, Teolojik-Politik İnceleme (Çeviri) (2011), Dini Tekelcilik (2013), Kültürel Dini Farklılık ve Ebu Hanife (2015), Panteizm, Panenteizm ve Ateizm Bağlamında Spinoza’nın Tanrı Anlayışı (2015), Spinoza Felsefesi Üzerine Yazılar (2015) gibi eserleri bulunmaktadır.

Yazarın Profili

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.