1. Anasayfa
  2. Yazarlık Atölyesi

Yazar Adayları Burada mı?

Yazar Adayları Burada mı?

Yazı yazmak, çay içmek kadar kolay bir iş.

Ama niyet etmek, demliği ocağa koymak, suyun kaynamasını takip etmek ve yeteri kadar çay atıp demlenmesini beklemek gerekiyor değil mi? Yani asgari bir yeterliliğe sahip olmak şart.

Servis mi? O, işin en basit kısmı. Taze ve tadında bir çayı kim sevmez? İşte bu kadar. Abartmaya gerek yok. Herkes elinden gelenin yazarıdır. Buna inanmak gerek. Emerson’un dediği gibi “Bir kimse iyi bir yazı yazarsa, iyi sözler söylerse, evini ormanda bile kursa insanlar onu arar bulur.”

Yazdıkça yol yürünür, uzaklar yakın olur. İlerledikçe yeni adımların sahiplerini görür, onlarla tanışırsın. Herkes bir fırsattır. Herkes birbirinin fırsatıdır. İbrahim Tenekeci’nin güzelim ifadesiyle “Bakarsan uzak, yürürsen yakındır.”

Kalem sahibi hükümdar, kalem vezir, kâğıt ülkedir. Yönetim senindir. Bu manzarada mazerete yer yoktur. Beklenen; güç gösterisi değil, gayrettir.

Amiel Suche’ye göre “Yazmak, hayatı incelemekle kazanılan” bir melekedir. Yani bakmak değil, görmektir. Ummadığın isimler, konular, düşünceler, detaylar, rutinler zihninde iştah açıcı vazifesi görebilir ve demlik-bardak ilişkisinde olduğu gibi fikirler harflere dökülmeye başlar.

Kime ait olursa olsun her yazı bir aynadır. Yazar; kendine karşı samimi, okura karşı dürüst olmalıdır. O, önce kendi nefsine yazar ne yazmışsa. Yapmadığını söylemesinin fitneye sebep olacağını bilmesi gerekir.

Yazmak, alışverişte bulunmaktır. İnsan yazdıkça insanlar onu tanır. ‘Rol’ yazı sanatının değil, sahne sanatlarının kârıdır. Allah’ın insanı iddiasından vuracağı unutulmamalıdır. Yazar, herkes gibi ailesinin koyduğu adla büyüse de cemiyetteki davranışlarıyla alacağı yeni isimlerle yaşamaya devam edeceğini bilmelidir.

Yazarın iyisi yorulandır ama yazının iyisi yormayandır. Yormayan kişilerde hayır vardır ama yorulmayanlarda hayır yoktur. Heyecan yazarın duyduğu en güzel histir, gayreti tutuşturur, olmazsa olmaz.

Yazmak cesurcadır. Yapıcı her yorum ve eleştiri bir kalem açacağıdır, daha iyi yazmayı sağlar. Herkes gibi yazar da bildiklerinin öğretmeni, bilmediklerinin öğrencisi konumundadır.

Bugünün okuru yarının yazarıdır. Esas olan okur-yazarlıktır. İlki olmazsa ikincisi olmaz. Yazar, çok kitap okumaktan ziyade çok iyi eserleri tekrar tekrar okuyan, sağlam yapımları ihtiyaç duydukça yeniden izleyen ve dinleyendir.

Yazar bir derdi olandır. Yazmanın amaç değil, araç olduğunu bilendir. Nerede olursa olsun kendine gelmek istediği için yazar. Her yazı dertli bir davetiyedir. Dikkat, “Sebep olan, yapan gibidir.”

İbrahim Veli’nin belirttiği üzere “Herkes aynı fikirdeyse hiç kimse yeterince düşünmüyor demektir.” Yazar, soru sorduğu kadar hesap da sorandır. Hesap makinesi değilse de hesap vasıtasıdır. Kaleminin rengi koyu adalettir. İlmi; insaftır. Yeri geldiğinde öfkelenir ama hiçbir zaman aşırılardan değildir. Yoksa kılıçtan keskin kaleminin kendini helak edeceğini bilir.

Her yazı önce amel defterinde yayınlanır. “Oku kitabını” denildiğinde yazar yaşayarak yazdığı sayfalarla yüzleşecek ve terleyecektir. Yazar olmak kolaysa da yazar kalmak o kadar kolay değildir.

Yükselen ses değil, söz olmalıdır. Her yeni demlik için, bir öncekinden edinilen tecrübeyi dikkate alarak yeniden ve yeterince hazırlık yapmak gerekir. Kendini tekrar etmek terakkiye manidir.

Yazarın küpeleri vardır. Mesela “Yazana zahmet vermeyen yazı, okuyana zevk vermez.” der Samuel Johnson. “Yazar ilham gelmesini bekliyorsa daha çok bekler. O aynı zamanda iyi bir işçidir.” der Enver Aysever.

Kelimeleri yükseklere taşıyan salih amellerdir. Yazmak bir sorumluluk şuuru ve örnek olma halidir. Duruş, en güzel nasihattir. Yazar, edepsizliğin başladığı yerde edebiyatın bittiğini bilen ve yazı rengi olarak Allah’ın boyasını seçendir.

Yazmak ne her şeydir ne de hiçbir şey. Bazen her şeydir, bazen bir şeydir, bazen hiçbir şey… Ne olduğu niyetlere göre değişir. Yazar; şöhreti değil, niyeti kadardır. “İnsanların başına gelen kendi elleriyle yaptıkları yüzündendir.”

Yazar, modern başarıya değil ilkesel başarıya inanır. Yazılarını kendinden sonra da yaşatacak olan sebep budur. İlkeler en büyük amaçtır, pergelin sabit ayağıdır. İlkesizlik, ilkelliktir.

Cenab Şahabeddin’in vurguladığı şekliyle “Çok yazan değil, güzel yazan yaşar.” Yazarlık kiminin mesleği, kiminin özel ilgisi olan dertli bir işçiliktir. Çay demleyecek yaşı çoktan geçen ve “Yazar olmak istiyorsanız, yazın.” diyen Horatius ya da bir başkası daha ne demeli bilmiyorum…

Sen ne dersin?

***

Yazarlık ve yazmak konusunda kitap tavsiyesine açık olanlara “Kalbiyle yazan kalbe yazar” diyen Ömer Sevinçgül’ün “Yazar Olmak İstiyorum” (Nesil yayınları) kitabını tavsiye edebilirim. Kitap, çeşitli yazı ve yazarlık türleriyle birlikte kendinizi bulmanızı sağlayabilir.

Dergilere ve okur-yazarlık konulu kitaplara özel ilgisi var. İlk yazıları Genç Dergisi’nin Metin Karabaşoğlu yönetimindeki Yazı Atölyesi köşesinde ayın yazısı seçilerek yayınlandı. www.gencgonulluyuz.biz sitesinin ilk yıllarında Ayşegül Genç rehberliğinde başlangıç düzeyinde sayılabilecek köşe yazarlığı tecrübesi oldu. İlkadım Dergisi’nde köşe yazarlığı, editörlük, yayın kurulu üyeliği, sorumlu yazı işleri müdürlüğü yaptı. İlkadım’ın gençlik eki Genç Adam Dergisi’nin kuruluşunda yer alanlardandı. Genç Doku Dergisi, Adalet ve Medeniyet Dergisi gibi çalışmalara kapak ve köşe yazıları hazırladı. Burs, telif ve imzalı kitaplara layık görülen yılları oldu. www.dunyabizim.com ve www.gencdergisi.com siteleri için zahmetli ama zevkli araştırma yazıları kaleme aldı. Sosyal medya hesaplarından en çok Twitter ile meşgul. “Herkes bildiğinin öğretmeni, bilmediğinin öğrencisidir” noktasından hareketle dertli dergileri ve isimleri takibe devam ediyor. Abone olmak istediği birçok dergi var ama şu an birazla yetiniyor. İbrahim Veli’nin “Eğer herkes aynı fikirdeyse hiç kimse yeterince düşünmüyor demektir.” cümlesini aklından çıkarmamaya çalışarak unutkanlıkla mücadele ediyor. Hikmetli, veciz cümleleri not aldığı bir defter tutuyor. İstikrarlı bir okur olmazsa istediği gibi bir yazar olamayacağını düşünüyor. Samuel Johnson’un ifadesiyle “Yazana zahmet vermeyen bir yazının okuyana zevk vermeyeceğine” inanıyor. Gözlük ve sakalından dolayı Malcolm X’e benzetildiğinde “Sonumuz benzesin yeter…” diyor. Kendisini, diğer çalışmalarıyla birlikte www.insaniyet.net adresi için dertli denemeler yazma konusunda programlıyor. Beş kardeşin beşincisi. Nevşehir doğumlu. İzinli tarihçi. İşçi oğlu işçi. Sivilliği önemseyen, içten içe heyecanlı, pozitif, zahmetsiz, dertli, sakin biri. Misyonu fetva, vizyonu takva. Sade yaşam taraftarı bir hanımla evlilik cüzdanını paylaşıyor. Bir kızı ve oğlu var. Hocasına damat olan kullardan. Başı mim, sonu nun. “Kaleme ve yazdıklarına ant olsun.”

Yazarın Profili

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.