Yalnız kaldım bu şehirde Kızıla boyanmış ötelerde Bir akşam vapuru iskelede Sordum seni Leyla’m diye Nerelerdesin şimdilerde Sağanak bir yağmur şehirde Fırtınalar koptu denizlerde Eser...
annemi ben öldürmedim, bekle beni geldiğim günden beri gittiğim gündür benim dağ örgülerini satayım, sensiz kalsın şiirim her anım vuruşkan bir kardelen çiçeği köleliğim, önden giden...
Ben ki memleket gibiyim bazen. Şehrim kadar dağınığım, şehrim kadar kırgınım insanlara… Bir kış biriktirmişim içimde, bir koca mevsim nasıl da sığmış küçücük yüreğime… Nasıl anlatsam,...
Müseddes I[1] (Kalecik, 1809? – Kalecik, 1884?) Ölçüsü: Feilâtün/Feilâtün/Feilâtün/Feilün Sana bir nasihat edem tutar isen peşine Akıl erdirmedi her can feleğin gidişine Güvenme hiç...
Al basmış turuncu şapkayı, lacivert ayakkabı number one. Yaşıyorsam yazılacak çok dize var, muafım ihtiyarlıktan. Storyde kalmasın şiirler, imece usulü bu, Sokrat ironisi. Böylesi bir çağa...
Nizip’in ilk çift minareli camisi karşısındaki parkın kenarından aşağıya doğru inerken parkın güneybatı kısmında yer alan çöp konteynerinden çöpü karıştıran bir yaşlı adam görmüştüm. Üstü başı...
Ahmed Eflâkî Dede (?, 1286?-?, 1360) Derde sabr iden gönül dermân bulur Tenriye bir can viren bin cân bulur Derde sabreden gönül, derdine çare...
ㅤ
şehirler de yaslıdır dağlar gibi ölüm ki önce hatıralardan başlar ne bir resmin var elimde ne de izin kalmış bu şehirde aklımda dijital bir fotoğraf...